Köylerine geri döndüler ama...

img

HAKKARİ – Köyleri boşaltıldıktan sonra kentlere yerleşen ve son yıllarda geri dönen köylüler, hem çoraklaşan topraklar hem de yasaklar nedeniyle büyük zorluk yaşıyor. Hakkari merkeze bağlı Cevizdibi (Bêtkar) köylülerinin en büyük geçim kaynağı da dağlardan topladıkları  pancar ve asma yaprakları. 

Bölgede uygulanan mera, yayla yasakları, sınır noktalarında yaşanan operasyonlar, her yıl saman, gübre ve tarımsal ürünlere yapılan zamlar köylülerin yaşamını altüst etti. Eskiden şehre şeker, tuz gibi malzemeleri almak için giden köylüler, şimdiler de birçok ihtiyaçlarını oradan karşılamak zorunda kalıyor. 
 
KÖY BOŞALTMALARI YAŞAMLARINI ALTÜST ETTİ
 
Devletin güvenlik uygulamalardan nasibini alan köylerden biri de Hakkari merkeze bağlı Lêwin bölgesinde bulunan Cevizdibi (Bêtkar) köyü. Bir zamanlar yüzlerce dönüm arazide tarım ve hayvancılık yapan köylüler, 90'lı yıllarda köylerinin boşaltılması ile birlikte tüm hayvanlarını satarak kentlere yerleşti. Kent merkezinde bir yaşam kuramayan ailelerin bir bölümü yasakların kaldırılması ile tekrar köylerine geri döndü. Ancak köylerine geri dönen yurttaşları son yıllardaki artan savaş ve ilan edilen yasaklarla büyük zorluklar yaşamaya başladı. 
 
Köylerine dönen yurttaşların elinde bu kez ne hayvan ne de tarlalarını sürecek bir ekonomik güç kaldı.  Daha önce köydeki tüm tarlaları ekerek yaşamlarını idare eden köylüler, arazilerini ekecek imkan bulamadıkları için bu alanlar çoraklaştı. Şimdilerde köyün tek geçim kaynağı ise topladıkları pancarları satmak. 
 
GERİ DÖNDÜLER AMA...
 
Evleri Hakkari kent merkezinde olan Şemse ve Vahit Engin her bahar köylerine dönerek ellerindeki küçük tarlayı ekiyor. Aile, bu tarladan elde ettikleri ürünle geçinmeye çalışıyor. Eskiden kendilerine ait hayvanlarını olduğunu belirten Engin, şimdilerde ise başkasının vereceği işlere muhtaç durumda olduklarını söylüyor. Baba Vahit Engin tarlada ekin gelir elde etmeye çalışırken anne Şemse Engin ise başkalarının koyunlarını sağarak ekonomik bir gelir sağlıyor. Vahit Engin, “Eskiden köylerimizdeyken her evin en az iki öküzü bulunurdu. Buradan köyümüzün arkasında bulunan Mêser Zerê, Warê Kurê ve Navgirî yaylalarında yüzlerce tarlamız vardı ve hepsini ekerdik. Buralarda buğday, arpa, pirinç, nohut, fasulye yani ihtiyacımız olan her şeyi ekerdik. Her köylü en azından onlarca arazi ekerdi. Bununla birlikte hayvanlarımız da çoktu. Bir dönem kente sadece köyde olmayan şeker tuz ve çay almak için giderdik. Köylerin boşaltılmasından sonra bu imkanlarımızın hepsi elimizden gitti. Arazileri sürmek için traktör lazım. Biz de para olmayınca mazot alamıyoruz. Artık köylerimizde tarım yapılamıyor. Artık gözümüz başkasının eline bakıyor ve önümüzde bir ışık da göremiyoruz” dedi. 
 
Yaz başında köye gelip başkalarının koyunlarını sağarak ailesinin geçimini sağladığını söyleyen anne Şemse Engin de “Elimizde bir inekten başka hiçbir şey yok. Sonbahara kadar 2 ya da 3 bin TL için başkalarına berivanlık yapıyorum. Eskiden bu köyde her şeyi ekerdik ve durumumuz çok iyiydi ve çok güzel bir yaşamımız vardı. Şu anda ise bin bir imkansızlık ve kuraklık ile başa çıkmaya çalışıyoruz. Hayat çok pahalı. Bir kilo patates alsan 7 TL o da bir yemeğe yetmiyor. Bir kilo patlıcan 8 TL. Akşam o patlıcanı yapsak kimseyi doymaz. Aile olarak gelirsiz ne yapacağımızı bilemiyoruz” dedi. 
 
‘DAĞDAN TOPLADIKLARI OTLARI SATARAK GEÇİNİYORUZ' 
 
Aile üyesi 71 yaşındaki Hazem Engin ise dağlarda topladıkları nane ve kekikleri sattıklarını söyledi. Eskiden köyde ektiklerini satarak geçimlerini sağladıklarını dile getiren Engin, şimdi kuraklık ve imkansızlık nedeniyle geçinemediklerini ifade etti. Engin şöyle devam etti: "Sabah erkenden evden çıkar akşama kadar topladığım kekik ve naneleri satıyorum ama günde elime ya 20 TL geçiyor yada hiç satamıyorum. Hayat çok pahalı ve artık bir şey alamıyoruz. Ekonomik kriz belimizi büktü. Hiçbir gelirimiz de yok. Tek kurtuluşumuz köylerimiz ama ondan da bir şey elde edemiyoruz.” 
 
BERİVANLIK YAPARAK GEÇİNİYOR
 
Hakkari merkeze bağlı Çevizdibi (Bêtkar) köyünde ikamet eden Şemse Koç da gün içerisinde koyunları sağdığını ardından köyün etrafında bulunan asma bağlarından yaprak topladıklarını, bu yaprakların bir kısmını yemeklik olarak kullandıklarını bir kısmını da bidonlara koyarak kentte sattığını söyledi. Koç, “Kentten köylerimize geri döndük ama elimizdeki birkaç hayvanı besleyerek geçiniyoruz. Hayat çok pahalı" dedi. 
 
ASMA YAPRAKLARI VE SÜT ÜRÜNLERİNİ SATIYOR
 
Yıllarca iki çocuğu ile Hakkari kent merkezinde yaşadığını ve eşinin kamyon şoförlüğü yaparak geçimlerini sağladığını belirten Pore Koç ise kamyon şoförlüğü ile geçinememeye başlayınca kendilerin de köye yerleştiğini söyledi. Besledikleri birkaç koyundan elde ettikleri sütün ürünlerini sattığını arada da köyde yeşeren pancarları toplayarak ailesini geçindirdiğini belirten Koç, “Ben eşime yardımcı olmak için iki çocuğumla köye geldim. 10 küçükbaş hayvanımız var. Onlardan elde ettiğimiz hayvansal ürünlerin bir kısmını satıyor, bir kısmını da kendimize ayırıyoruz. Gün içerisinde koyunlarımı sağdıktan sonra ben de köyün etrafındaki asmalardan yaprak toplayıp satmak için biriktiriyorum. Burada günde yaklaşık beş kiloluk bir bidon toplayabiliyoruz. Burada topladığımız yaprakları kent merkezine yollayarak satıyoruz. Eşimin elde ettiği gelir maalesef artık geçinmemize yetmediğinden dolayı bunu yapmak zorunda kalıyoruz” diye konuştu. 
 
MA / Hamza Gündüz