Vanlı besiciler: Yayla yasakları kaldırılsın

img

VAN - Van'ın geçim kapısı olan tarım ve hayvancılık gün geçtikçe can çekişiyor. Gübre, mazot gibi girdi maliyetleri çiftinin belini bükerken, uygulanan yayla yasakları ve baskılar nedeniyle hayvancılık yapılamaz hale geldi.

 
Van’ın en önemli geçim kaynaklarından biri olan tarım ve hayvancılık günden güne can çekişiyor. Binlerce yurttaşın geçim kapısı olan hayvancılık, yayla yasakları, mazot, gübre gibi girdi maliyetlerin artışı, hayvanların küpe ve sağlık sigortalarının yüksek fiyattan yapılması çiftçiliği geriletiyor. Alım gücünün azalması nedeniyle de hayvan alım-satımı neredeyse durma noktasına geldi. Hayvan Pazarı’ndaki besiciler, hayvancılığa teşvik edilmesi için desteklenmesi gerektiğini ve yayla yasaklarının kaldırılmasını istedi. 
 
'HER YIL DAHA DA KÖTÜYE GİDİYOR'
 
Ekonomik krizden dolayı alım ve satımın olmadığını belirten besicilerden Hamza Aslan, işlerin her gün daha da kötüye gittiğini söyledi. Aslan, ”Krizden dolayı her şeye zam geldiği için kimse hayvan da alamıyor. Bunun sebebi ekonomik krizden başka bir şey değildir. Geçen yıl bir kuzu bin TL'ye alınırken bu yıl bin 500 TL civarında. Bu nedenle havyan satışı olmuyor. Bu durumun düzeltilmesini istiyoruz ama her gelen yıl diğer yıllardan daha kötü" dedi. 
 
'TARIMI DEVLET POLİTİKASI BİTİRDİ'
 
Hayvancılık ve tarımın bitme noktasına gelmesinin devlet politikasından kaynaklandığını ifade eden Hikmet Aslan adlı 20 yıllık besici de, “Hayvanlarımızı yaylalarda beslememize izin vermiyorlar. Neredeyse tüm yaylalar yasaklı hale getirildi. Bunun yanında ekim de yapamıyoruz. Çünkü mazotun litresi 7 TL oldu. İnsanlar bu pahalılık içerisinde nasıl ekin yapsın? Bu hükümetin işi para yemek. Bu ülkenin tüm parasını yediler ve ceplerine indirdiler. Bunu yaparken de gariban halkın elinde artık bir şey kalmadı” diye konuştu. 
 
'KOYUNLAR HERONLARLA TAKİP EDİLİYOR'
 
Yaz mevsiminin yaklaşmasına rağmen yaylalara gidemediklerini ifade eden Aslan, yaylara gittiklerinde çoban ve koyunların 24 saat insansız hava araçlarıyla (İHA) takip edildiğini söyledi. Aslan, “Yaylalar serbest olsa, hayvancılık serbest olsa bu kadar yoksulluk da olmaz. Hayvancılık ancak adalet, kardeşlik, birlik olunca düzelir” diye belirtti. 
 
'SAĞLIK RAPORU OLMAYINCA CEZA KESİLİYOR'
 
Ebubekir Çelik adlı besici de, hayvancılığın önündeki devlet engelline dikkat çekerek, "Karakol, belge olmadan hiçbir hayvanın geçişine izin vermiyor. 'Hayvanın sağlık raporunu getir' diyorlar. Hayvanın piyasası güzel ama istediğimiz yere giriş-çıkış yapmamıza izin vermiyorlar. Koyunların sağlık raporu olmayınca bize ceza kesiliyor. Koyunlarımızı yaylalara götürmek istediğimizde mutlaka sağlık raporu vermek zorundayız. Sağlık raporu da pahalı olduğu için büyük sıkıntı yaşıyoruz. Bizim isteğimiz; yayların artık serbest olması, hayvanların kayıt ve diğer resmi tüm bu işlemlerini de köy muhtarları tarafından yapılmasıdır" dedi. 
 
'İKİ ÇOBAN BİR ARAYA GELEMİYOR'
 
Hayvancılığın en kötü günlerini yaşadığını dile getiren Mehmet Aslan ise, şunları söyledi: “Biz küpe nedeniyle hayvan satın alamıyoruz. Çünkü küpesiz hayvanların yaylalara çıkmasına izin vermiyorlar. Yaylalara gittiğimizde de çok fazla baskı görüyoruz. Devletin kendisine, tüm yayla ve köylerin neden boş olduğunu sorması gerekiyor. Devlet iki çoban bile bir araya gelse onlara 'terörist' gözüyle bakıyor. Binlerce köy boşaltıldı ama insanlar korkudan köylerine gidip hayvanlarını dahi besleyemiyorlar.” 
 
MA / Müjdat Can