Urfa ve ilçelerinde TÜV-TÜRK'ün araç muayene istasyonları işletmeciliğini yapan Pol-Çak şirketinden Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı Nakliyat İş Sendikası'na üye oldukları için işten çıkarılan 18 işçinin istasyon önündeki eylemi 164 gündür aralıksız sürüyor. İşlerine dönme mücadelesi veren işçiler, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarına katılmak üzere İstanbul'a gidiyor. Yıllarca en ağır çalışma koşullarında çalışmak zorunda kaldıklarını dile getiren işçiler, hızla eriyen işçi haklarına izin vermemek için herkesin 1 Mayıs’ta yerini alması gerektiğini söyledi. 

 

‘11 YILDIR DÜŞÜK MAAŞ’

 

TÜV-TÜRK’te 11 yıl çalıştığını belirten Murat İlgen, çalıştığı süre boyunca düşük maaş ve sürekli mesaiye kalmalarına rağmen, mesai ücretini alamadıklarını kaydetti. Maaşlarında düzenli bir artış olmadığını, işverenin kendilerini istediği zaman istediği yere yol ücreti vermeden gönderebildiğini dile getiren İlgen, maaş artışlarının işverenin kendi keyfine göre belirlediğini, işverenin genellikle 20 TL ila 60 TL arasında zam yaptığını vurguladı. İşyerinde sendikaya üye olmalarının amacının ekonomik ve sosyal haklarına sahip çıkmak olduğunu ifade eden İlgen, bu haklarını istedikleri için 164 gündür kapıda direndiklerini anlattı. 

 

‘HAKLARIMIZ İÇİN 1 MAYIS’A’

 

Sadece işten çıkarılan işçiler değil, emek mücadelesinin yanında olan herkesin 1 Mayıs’ta yer alması gerektiğini belirten İlgen, "1 Mayıs işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Böylesi bir günde tüm işçi ve emekçilerin kenetlenerek mücadele etmesi gerekiyor. Ne pahasına olursa olsun insanların haklarına sahip çıkması gerekir. Hiç olmadığı kadar işçi ve emekçilerin haklarının gasp edildiği dönem bu dönemdir. Kazanılmış haklarımızı korumak için tüm emekçiler 1 Mayıs alanlarında yerini almalıdır” diye belirtti. 

 

‘HAKLARIMIZI İSTEDİK İŞTEN ATILDIK’

 

Sendikaya üye olduğu için işten atılan işçilerden biri olan Salih Dal, 2 yıldır TÜV-TÜRK’te ekonomik ve sosyal haklardan mahrum çalıştırıldığını anlattı. Ne zamanki ekonomik ve sosyal haklarını istediklerinde o zaman işten çıkarıldıklarını vurgulayan Dal, çalışma koşullarını şöyle aktardı: “Günde 11 saat çalışıyoruz. Ücretlerimiz çok düşük ve fazla mesai ücreti almıyoruz. Öğlen molası yarım saat ve öğle yemeği verilmiyordu. İşveren yemek ücreti veriyor, ancak gidebileceğimiz bir lokanta olmadığı için verilen ücrette bir işe yaramıyor. Çalışan işçilerin çoğu kendi yemeklerini evlerinden getirmek zorunda kalıyorduk. Tüm koşulların değişmesi ve daha insani koşullarda çalışmak için örgütlendik.”

 

‘SALDIRILARA 1 MAYIS’TA CEVAP VERECEĞİZ’

 

1 Mayıs’ı direniş alanında karşıladıklarını dile getiren Dal, 164 gündür kesintisiz bir şekilde iş yeri önünde hak arama mücadelesi verdiklerini hatırlattı. Direnişte oldukları için 1 Mayıs’ın önem kazandığını belirten Dal, "1 Mayıs'ı bizim gibi direnişte karşılayan binlerce işçinin günü. Dolayısıyla bizim direnişimiz sadece bir gurup işçinin değil, herkesin direnişi oldu” diye belirtti. 1 Mayıs’ta İstanbul Taksim Meydanı'na gideceklerini kaydeden Dal, taleplerini işçi ve emekçilerin kanıyla sulanan Taksim meydanından haykıracaklarını ifade etti. Türkiye’de emekçilerin kazanılmış haklarına ciddi saldırıların olduğunu sözlerine ekleyen Dal, bu saldırılara karşı en güzel cevabı 1 Mayıs’ta vereceklerini söyledi.