Emekçiler: Krizin çözümü Kürtlerle barıştan geçiyor

img

DİYARBAKIR - Ülkede yaşanan ekonomik krizin temel sebebinin savaş politikaları olduğunu ifade eden emekçiler, her şeyin yüzde yüz zamlandığını ve durumlarının çok kötü olduğunu belirterek, krizin çözümü olarak “Kürtlerle barışı” gösterdi. 

 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Şubeler Platformu’nun, “Krizin Faturasını Emekçiler Değil, Krizi Yaratanlar Ödesin” şiarıyla dün Diyarbakır İstasyon Meydan’ında düzenlediği bölge mitingine katılan emekçiler, ekonomik krizden en çok yoksul halkın etkilendiğini belirtti. Çok sayıda kişinin ihraç edilerek işsiz bırakıldığını ifade eden emekçiler, ekonomik kriz ve yansımalarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. 
 
‘BEDELİ YOKSUL HALK ÖDÜYOR’
 
İlhan Biçer, ekonomik krizin bütün hayatlarını etkilediğini ve bunun bedelini de yoksul halkın ödediğini ifade etti. Ekonomik krizde, hükümet ve çevresinin zenginlik içerisinde olduğunu vurgulayan Biçer, yoksulun daha çok yoksullaştığını kaydetti. Biçer, “‘Ekonomi de daralma var’ diyorlar. Tabi kendileri için yok, işten atılanlar için var bu daralma. Kriz her tarafta var. Bunu görmemek, anlamamak kerizliktir. En çok metropoller etkilenmiştir” diye konuştu.  
 
‘HUKUKSUZLUĞUN DOĞURDUĞU KRİZ VAR’ 
 
Devletin, Kürtlere dönük ekonomi politikaları olmadığı için bölgede ve ülke genelinde yaşanan krizin kendilerini çok etkilediğini ifade eden Hasip Özdemir, “Bunun tek bir çözümü var. O da Kürtlerle barışa dönük bir çözüme gitmeleridir” dedi. Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile bölgedeki belediyelerin içinin boşaltıldığını belirten Özdemir, “Birçok kamu çalışanın ihraç edilmesiyle ülkede hukuksuzluğun doğurduğu bir kriz var. Ama ben tekrarlıyorum, bu krizin üstesinden gelmek için Kürtlerle barışa dönük bir çözüm arayışına girilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.  
 
‘HALK ZOR DURUMDA’
 
Mitinge katılan Rıdvan Ablak da, bütün güçleriyle çalışmalarına rağmen hiçbir şeyi almaya imkanlarının yetmediğini kaydederek, her şeyin yüzde yüz zamlandığını söyledi. Elektrik, telefon gibi faturaların kabarık geldiğini, halkın zor durumda olduğuna dikkat çeken Ablak, şunları söyledi: “Her şey bu kadar artmışken maaşlarda artış yok. İnsanlar asgari ücretle nasıl mutfağını doldursun, çoluk çocuğuna baksın, okul masraflarını karşılasın? Herkesi işten çıkardılar, bütün belediyelerimiz gasp edildi. Kayyumların bir çalışması yok, paraları arkadaşlarıyla çarçur ediyorlar.” 
 
‘SİSTEM KADINLARI EVE HAPSETMEYE ÇALIŞIYOR’
 
Aynur Özbadem de, hem devlet politikaları hem de antidemokratik politikalar sonucu halkın açlık sınırına düşürüldüğünün altını çizerek, “Ancak unutulmamalı ki şu ana kadar bütün sistemler uyguladığı faşizmle kendini yok etti. Bu sistem de eninde sonunda çökecektir, zafer biz direnenlerin olacaktır” dedi. Şu anki sistemin kadınları eve hapsetmek için uğraştığını kaydeden Özbadem, kadınların buna ayak uydurmadığını, alanlarda hakkını aradığını ifade etti. 
 
‘OYLARIMIZLA CEZALANDIRACAĞIZ’
 
“Bu krizin faturasını sorumlu olan hükümet ödeyecektir, biz ödemeyeceğiz” diyen Suzan Çelebi de, “Oylarımızla onları cezalandıracağız, çocuklarımız da onları affetmeyecek. Çünkü yarına dair hiçbir bir şey bırakmadılar. Bunun faturasını onlar ödeyecek” dedi. 
 
Ülkede yaşanan ekonomik krizin uluslararası politikaların sonucu olduğunu dile getiren Çelebi, “Uluslararası piyasaların vermiş olduğu kararlar, savaş politikaları ve dahilindeki ekonomik daralma politikalarından kaynaklı böyle bir kriz oluştu. Bir ülke eğer ekonomisiyle daraltılıyorsa demokrasisiyle de daralmıştır. Demokrasinin olmadığı yerde ekonomik, siyasi ve hatta gelecek krizi de olur. Bugünler de geçecek ve onlar bunun hesabını verecek” diye konuştu.
 
‘SAVAŞ POLİTİKALARINDAN VAZGEÇİLMELİ’ 
 
Neriman Yılmaz da, bölgede yaşanan savaşın ekonomik krizin en büyük sebebi olduğuna dikkat çekerek, “Ben de ihraç edildim. Bölgede var olan savaşın ardından gelen ekonomik kriz tabi ciddi anlamda emekçileri ve halkı çökertti” ifadesinde bulundu.
 
İhraç edildikten sonra neredeyse temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak duruma geldiklerini ifade eden Nurşat Yeşil de, “Ekonomik krizin başlıca sebebi savaştır. Savaşa değil, emekçiye bütçe diyoruz. Savaşa ayrılan bütçe, milletvekilli ve bakanların israfı ve üretimin olmaması, ekonomik krizin en önemli nedenleridir. Ülkede üretimi bitirdiler. Kamuya ait bütün fabrikaları sattılar, özelleştirdiler. Tarımın ve sanayinin güçlendirilmesi, özelleştirmenin değil kamuya ait fabrikalarının çoğaltılması, israfın önüne geçilmesi ve savaş politikalarından bir an önce vazgeçilmesi, ekonomik krizin çözümüdür” şeklinde konuştu.