Limiter-İş Başkanı: Seçimden sonra bugünleri arar hale geliriz

img

İSTANBUL - Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı, hükümetin piyasaları baskılayarak ağırlaştırdığı ekonomik krizin yerel seçimlerden sonra patlayacağına dikkat çekerek, “Eğer emekçiler birleşmez ve mücadele etmezlerse yarın bugünleri arayacak duruma geleceğiz” dedi.

Ardı ardına gelen zamlarla birlikte artan vergi ve harçlarla Türkiye ekonomisi ağır bir krizin eşiğinde. Büyük şirketler bir bir iflas bayrağı çekip, konkordato başvurularında bulunurken, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2018 yılı Temmuz dönemi İşgücü İstatistikleri’ne göre ülke genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 88 bin kişi artarak 3 milyon 531 bin kişiye ulaştı. İşçi sendikalarına göre ise, gerçek işsiz sayısı 6 milyona yaklaşmış durumda.
 
Bu sayıya her gün yenileri eklenirken, çarşı ve pazarı kasıp kavuran kriz en çok sofraları vurmuş durumda. Asgari ücretin net 1.603,12 TL olduğu ülkede, Türk-İş'in araştırmasına göre, Kasım ayında 4 kişilik ailenin açlık sınırı bin 943, yoksulluk sınırı ise 6 bin 328 lira hesaplandı.
 
Hal böyleyken çoğunlukla "kriz yok" söyleminde ısrar eden AKP Hükümeti, kimi zaman da bu krizi kimi dış güçlere bağlama eğiliminde.
 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Liman, Tersane, Gemi, Yapım Onarım İşçileri Sendikası (Limter-İş) Genel Başkanı Kanber Saygılı, giderek derinleşen krizin nedenleri ve buna karşı yapılması gereklere dair konuştu.
 
‘YÜZDE 99 KRİZİ DERİNDEN HİSSEDİYOR’
 
Hem işverenlerin hem de siyasal iktidarın çok ciddi bir krizle karşı karşıya olduğunu belirten Saygılı, buna rağmen halka yalan söylendiğini ve krizin olmadığına dair algı yaratılmaya çalışıldığını ifade etti.
 
Ülkedeki yüzde 99’luk kesimin evde, pazarda, sokakta krizi derinden hissettiğini söyleyen Saygılı, “Binlerce işçi sokağa atıldı. Patronlar teker teker konkardota ilan ediyor. Bundan 6-7 ay öncesine kadar yüzde 10-14 arasında gidip gelen enflasyon, iki ay önce yüzde 17.4’e yükseldi. Şu anda ise yüzde 25’i geçmiş durumda. Halk giderek yoksullaşıyor. Tüm bunlardan ekonomik krizin olduğunu görebiliyoruz. Siyasal iktidar tarafından ifade edilen ‘kriz yoktur’ söylemlerinin bir anlamı yok” dedi.
 
'ALINAN BORÇLAR BETONA YATIRILDI'
 
Saygılı’ya göre, bu krizi yaratanlar ise tekelci patronlar ve iktidar. Krizin en önemli nedeninin iktidarın 16 yıldır yürüttüğü ekonomi politikaları olduğunu vurgulayan Saygılı, şunları söyledi: “Tarımı, hayvancılığı, kamuyu çökertti. Dışarıdan saman, buğday alır duruma geldik. Her şeyi ihracat üzerinden yürütmeye çalışıyor. Dışarıdan 467 milyar dolar borç aldı. Aldığı borçları betona yatırdı. Alınan borçlar betona değil de üretken bir sanayiye, teknolojiye yatırılsaydı, Türkiye bu kadar derin bir krizle karşı karşıya kalmazdı.
 
İşverenlerin ise, krizi gerekçe göstererek emekçileri işten çıkarttığını ve borçlarını yapılandırdığına değinen Saygılı, yine işçi ve emekçilere krizin faturasını ödetilmeye çalışarak bu krizden karlı çıkılmaya çalışıldığını vurguladı. Saygılı, kısa sürede atlatılamayacağını belirttiği bu krizin, rejim krizinin üzerine oturmuş bir ekonomik kriz olduğunu kaydetti.
 
SORUNLAR SEÇİM SONRASINDA 
 
İktidarın yaklaşan 31 Mart yerel seçimleri öncesi piyasayı baskılamaya çalıştığını da söyleyen Saygılı, seçimlerden sonra işsizliğin ve diğer sorunların sağanak halde artacağı görüşünde. 
 
Yine yerel seçimlerde iktidarın karşısına çıkacak, toplumsal kesimleri etrafında toplayabilecek partilere ve aktivistlerine karşı baskı, gözaltı ve tutuklamaların arttığına işaret eden Saygılı, “Bu gözaltı ve tutuklamaların nedeni yönetememe hali ve önümüzdeki günlerde krizin daha da derinleşecek olmasını bilmeleridir. Toplumsal kesimlerin itiraz edeceklerini, birleşik bir toplumsal hareketin ortaya çıkabileceğini hesap ederek hareket ediyorlar. Bu nedenle en küçük sorunda güvenlik güçlerini kullanıyor, topluma korku salmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
 
‘ONLAR YÜZDE 1 BİZ YÜZDE 99’
 
Ülkede baskıların ve krizin ilk kez yaşanmadığına da belirten Saygılı, buna karşı yapılması gerekenler konusunda ise, “Ne kadar zulüm ederlerse etsinler bu kalıcı olamaz. Onlar yüzde bir, biz yüzde 99’uz. Haklıyız ve gücümüzü bu haklılıktan alacağız. 24 Haziran seçimlerinde tüm baskı ve ablukaya rağmen bu halkın değişim istediğini gördük. Yapmamız gereken değişim isteyen milyonları derleyip toparlamak, sokaklardan vazgeçmemek gerekiyor. Bu memleket bizim. Bu memlekette insan gibi yaşamak istiyoruz. Demokratik bir ülke ortamının yaratılmasını istiyoruz. Bu taleplerle sesimizi yükseltmek zorundayız. Emekçiler olarak seçimleri bekleyen bir anlayışla değil, bugünden başlayarak siyasal iktidar ve patronların karşısında bir barikat oluşturmak zorundayız. Etrafımızı saran bu ablukayı ancak birlikte olursak dağıtabiliriz. Eğer emekçiler birleşmez ve mücadele etmezlerse yarın bugünleri arayacak duruma geleceğiz” dedi.
 
 
MA / Melike Ceyhan