Tuzla esnafı: Zamlarla zulüm yapıyorlar

img

İSTANBUL - Ekonomik kriz nedeniyle işçileri çıkarıp eşini ve çocuklarını çalıştırmaya başlayan Tuzla esnafı, "Zamlar toplumun uyanmasına vesile olmalı. Devlet yaptıkları zamlarla bize zulüm yapıyor" dedi. 

Ekonomik kriz ve zamlara karşı ayakta duramayan birçok esnaf kepenk indirirken varlığını sürdürmeye çalışanlar ise, işçileri çıkarıp aile bireylerini çalıştırmaya başladı. Siftahsız dükkanını kapatan esnaflar, elektrik ve doğalgaz zammından kaynaklı faturalarını dahi ödeyemez duruma geldi. Tuzla İlçesi Aydınlı Mahallesi’nde dert yanan esnaflar, ne yapacağını bilemez halde olduklarını dile getirdi. Bazı işletme sahipleri, işçileri çıkarıp, eş ve çocuklarından yardım alarak ayakta durmaya çalıştığını belirtti. 
 
‘KİRAMIZI DAHİ ÖDEYEMİYORUZ'
 
Lokanta işleten Aydın Kılıç, 20 yıldır esnaflık yaptığını şimdi çok zorlandığını dile getirerek, “Biz esnaf olduğumuz halde evimizin kirasını bile ödeyemez duruma geldik. Kurban Bayramı’ndan önceki durumla şimdi arasında çok fark var. Kullandığımız malzemede örneğin, plastik, kâğıt ve poşet gurubu kullanıyoruz. Bayramdan önce 2 TL'ye aldığımız bir plastik çatal kaşık şuan 8 TL olmuş. 17 TL'ye aldığımız alüminyum yemek kapları şimdi 32 TL. Domatesin kilosu ise 2 TL'ydi şimdi 8 TL olmuş” diye belirtti. 
 
'EŞİM VE ÇOCUĞUM GELİP ÇALIŞIYOR'
 
Biriken faturaları gösteren Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir margarini 1 TL'den alıyorduk şimdi 2.25 TL oldu. 1 kilo pirinç 3.20 TL'ydi şimdi 8.75 TL oldu. 5 kilo teneke yağ 28 TL'ydi 38 TL oldu. Bu gün 1 kilo çayın 33 TL olduğu, 1 kilo poşetin ise 6 TL'den 16 liraya çıktığı bir ülkede yaşıyoruz. Kiraya, elektriğe ve doğalgaza zam gelmiş. Bu insanlar nasıl geçinecek ben merak ediyorum. Ben geçinemiyorum.  Şuan eleman sayısını 1’e düşürdüm. Eşim ve çocuğum gelip çalışıyor. Onlar olmasa ne yapardım bilmiyorum” diye konuştu.
 
‘BU YAŞANANLAR ZULÜMDÜR’
 
Saat 15.00 olmasına rağmen masaların boş olduğunu vurgulayan Kılıç, “Tezgâhımıza bakarsanız sattığımız yemek belli. Bu saate kadar bizim bu tezgâhta olanları bitirmemiz gerekirken sattığımız porsiyon belli. Son üç ayda benim ettiğim zarar kanıtlıdır. 20 bin TL zarar ettim. Bu zararın 15 bin TL’si sadece bu aya ait. Öyle bir yaptılar ki ufacık bir paket kürdan 2 TL'ydi şimdi 8 TL olmuş. Aradaki fark 6 lira” diye aktardı. Devlet gelen bu zamların neresinde diye sorgulayan Kılıç, “Bu devlet benim devletim değil mi? Başka bir milletin bir vatanın devleti mi? Yoksa biz bu ülkenin vatandaşı değil miyiz? Bu ülkeye gerekirse canımızı veriyoruz. Ama şuan bu durumda bize yaptıkları gerçekten zulüm” diye isyan etti.
 
‘AKLIMIZ KALMADI’
 
Kılıç, şunları dile getirdi: “İlkokul 1’inci sınıfı giden çocuğuma verdikleri listeye baktım. Tuvalet kâğıdı, kolonyalı mendil, peçete vs. var. Gidip bunları hesaplattırıyorum. 1’inci sınıfa giden çocuğumun 600 TL sadece ıvırı zıvırı tutmuş. Ya bu insanlarda yok. Bu insanlar gariban. Bunun bize ödettirmenizin bir anlamı yok ki. Bunu biz ödeyemiyoruz. Lise 2’nci sınıfa giden çocuğumun defterini yeni aldım. Bir de esnafım, işletmeciyim. Şu şartlarda bir çözüm üretilmezse herkes istediğini istediği fiyata satarsa bu bir iç savaş sebebidir. Biz sabahtan akşama kadar bu toplumun içinde yaşıyoruz. Bu toplumun psikolojisi bozuldu. Şuan akıllı bir alışveriş ya da atılım yapamıyoruz. Çünkü akıl kalmadı.” 
 
‘BUNLARIN ÖNÜNE KİM GEÇECEK’
 
Üst üste gelen zamlarla nereye kadar götürebileceğini kestiremediğini vurgulayan Kılıç, sitemini şöyle sürdürdü: “Müşteri gelip burada bir yemek yiyor. 10-15 TL'ye karnını doyurması gerekirken şuan gelip bir çorba içemiyor. Çünkü maliyetler yüksek. Haftalık halden bin 5 yüz TL’ye mal alıyorum. Kasapların durumu zaten içler acısı. Bugün 58 ile 90 TL'ye kadar belirli oranlarda et fiyatları değişiyor. Benim bir kilo etle yapabileceğim dört tabak yemek. Ben bu insanlara 30 TL'den bir tabak eti satamam ki. Yok ki adam ödesin. 30 TL'nin altında verdiğim zaman benim para kazanma gibi şansım yok. Ne yapacağız peki? Nasıl ayakta tutacağız burayı? Bunun önüne kim geçecek.” 
 
'YÜZDE 10 İNDİRİM BENİM NEYİME' 
 
Zamlardan dert yanan Kılıç, gün boyunca yaptığı cironun 3 yüz TL olduğunu ifade ederek, “Daha önceden şuan ki fiyatlardan çok daha ucuza yemek satıyorduk. Ama para kazanıyorduk. Şuan daha pahalı satıyoruz. Ama yine de kazanamıyoruz. Çünkü aldığımız ürün belli. Yüzde 10 indirim diyorlar. Yüzde 10 indirimi neye yapıyorlar? Soruyoruz. Yüzde 10 indirim neyde var.  Tuvalet kâğıdında şekerde var. Ben her gün tuvalet kâğıdı almıyorum ki. Bana gıdadan bahsetsinler, etten bahsetsinler” diye konuştu.
 
‘BİZE İNSANCA YAŞAMA HAKKI VERSİNLER’
 
Hükümetin icraatlarını eleştiren Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı: “Park, yol ve mesire alanı yapıyorlar. Ya benim cebimde para olacak ki gidip park alanında yapıp yiyebileyim. Sen park yapıyorsun ama benim cebimde o eti, domatesi, ekmeği vs. alıp oraya gidip yiyecek para olmadıktan sonra sen o parkı kime yapıyorsun. Ben diyorum ki önce insana insanca yaşama hakkı verin. İnsana insan gibi yaşaması için gereken desteği, gereken projeyi uygulayın bizde peşinizden gelelim. Ama insanlara insanca muamele yapmıyorsun. Gidip dağ başında mesire alanı yapmışsın bir sürü para harcamışsın. Bu insanlar aç, susuz. Kahveye gidelim. Gençlerin hepsi heba olmuş. Nedeni ise işsizlik. Birçok firma zamlar geldiği için işçileri işten çıkarttı. Şu dar zamanda yol ve kaldırım taşına para vermesinler. Şu dar zamanda vatandaşın boğazına ekmek versinler. Bize iş sahası açsınlar. Gidip başkasının malını çalıp çırpmayalım. Başkasının malına zarar vermeyelim.” 
 
‘ZAMLAR BU TOPLUMUN UYANIŞI OLMALI’
 
Ayakkabı mağazası olan Altan Engindeniz de, 25 senelik esnaflık yaptığını belirterek, bu süre zarfında 3 kriz yaşadığını ama bu son krizi diğer iki krizden çok daha ağır ve sıkıntılı olduğunu ifade etti. Yapılan zamların alım gücünün düşürdüğüne dikkat çeken Engindeniz, “Ben bir esnaf olarak şuan kira ödemekte zorluk çekiyorum. Siftahsız dükkanı kapatıyorum. Rahip meselesi uyutma politikasıydı. Krizi ört bas etmek istediler. Toplum olarak bu zamlardan etkileniyoruz. Bu artık toplumun uyanışı olmalıdır” dedi. 
 
‘DEVLET GEREĞİNİ YERİNE GETİRSİN’
 
Artan faturalara vurgu yapan market sahibi Mahmut Çidemli de, “Fatura adı altında kime bu paranın gittiği belli değil. Faturada yok okuma bedeli, yok dağıtma bedeli yazıyor. Zaten sen bu elektriği bana dağıtıyorsun. Artı yaktığım zamanda bunun parasını alıyorsun. Bu ay bin lira gelen elektrik faturasının dağıtım bedeli 250 TL. El insaf! Bunlar gelip artık gırtlağımıza dayandı. Dükkanı kapatma noktasına geldik. ‘Yüzde 10 indirim yaptık’ diyorlar. Bunu elektriğe doğalgaza yapsana. Yazık günah değil mi bize. Eğer bu devlet devletse devlet olmanın gereğini yapacak. Formaliteden orada durmayacak. İşçinin emekçinin halinden anlayacak” sözleriyle tepki gösterdi.
 
‘ONLAR PARALARI GÖTÜRDÜ BİZ KAN AĞLIYORUZ’
 
Elektrikçi Baran Karataş ise, işlerini daha çok inşaat üzerinden yürüttüklerini ancak krizle beraber inşaat sektörünün durma noktasına geldiğin hatırlattı. Eve ekmek götüremeyecek duruma geldiğini ifade eden Karataş, şöyle konuştu: “Çok büyük bir kriz içerisindeyiz. Bugün 3-4 TL'ye aldığımız bir priz şuan 8 TL oldu. O yüzden önceden yaptığımız bir dairenin maliyet 4 bin ile 5 bin TL arasında iken şuanda 8 bin 5 yüz TL tutuyor. Hal böyle olunca 9 elemanımızı işten çıkarmak zorunda kaldık. Bizim başımızda olan devlet ve iş adamları paraları götürdü. Küçük esnafta şimdi kan ağlıyor.” 
 
MA / Servet Karaduman