İhraç edilen öğretmenler 5 Ekim’i buruk geçirdi

img
MERSİN – KHK ile ihraç edilen eğitim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü buruk geçirdiğini dile getiren Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu, ihraç edilenlerin yaşanan ekonomik kriz sonrası çok zorlandıklarını vurguladı. 
 
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nün Türkiye’de karşılığı son yıllarda ihraçlar oldu. İlan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) sonrası yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yaklaşık 42 bin 500 eğitim emekçisi görevlerinden alındı. İşlerine dönmeleri mümkün görünmeyen öğretmenler adeta açlık ile terbiye ediliyor. 5 Ekim Öğretmenler Günü’nün bu yıl buruk geçtiğini belirten ve görevinden ihraç edilen Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu, iktidarın eğitim politikasını ve yaşadıkları zorluklara değindi. 
 
‘SANKİ DARBEYİ ÖĞRETMENLER YAPTI’
 
29 Ekim 2016 yılında KHK ile ihraç edilen Muşlu, AKP hükümetinin darbeyi fırsat bilerek eğitim alanında iktidara karşı muhalif olan sendika üyelerinin tasfiye edildiğini hatırlattı. Muşlu, “İhraç edilen 42 bin 500 eğitim emekçiden birisiyim. Bu ihraç edilen eğitim emekçilerinden yüzde 3’ü Eğitim Sen üyesi. OHAL’ den sonra birçok KHK yayınlandı. İlginç olan şu; darbe girişi sonrasında ilan edilen OHAL KHK’leri ile ihraç edilen eğitim emekçisi sayısı ihraç edilen asker ve polisten çok daha fazla. Yani bu ihraç edilen tabloya baktığımızda sanki darbeyi öğretmenler gerçekleştirmiş gibi bir hava ortaya çıkıyor. Tabi bu iş darbe üzerinden gerçekleştirilen bir fırsatçılık ve kendi tasarrufları ile bir tavsiye girişimi. Biz ihraç edilenlere savunma hakkı verilmedi. İhraç sebebimizi de bilmiyoruz. OHAL komisyonu dışında bütün seçenekleri kapattılar. Dava sürecini başlatabilmemiz için OHAL Komisyon kararını beklememiz gerekiyor fakat o da iki yıl oldu” diye belirtti. 
 
‘İHRAÇLAR EKONOMİK OLARAK ÇOK ZOR DURUMDA’
 
Mersin’de ihraç edilen Eğitim Sen üyesinin 57 ve akademisyen sayısının da 20 olduğunu belirten Muşlu, bu arkadaşlarının ekonomik olarak ciddi zorluklar içerisinde olduğunu vurguladı. Muşlu, “İhraç edilen arkadaşlarımız sigortalı olarak herhangi bir işte çalışamıyorlar. Bu duruma ilişkin bir bakanımız, 'Ağaç kabuğu ile beslensinler' demişti. Maalesef vicdanlara sığmayacak bir tutum ile karşı karşıyayız. Bugün birçok arkadaşımız ekonomik olarak ciddi zorluklar içerisinde. Ekonomik olarak zorlanan bir insan kendi sosyal yaşamında, aile yaşamında mutlu ve huzurlu olması mümkün değil. Ekonomik geliri olmayan bir kişinin ailesinin ve çocuklarının sorumluluklarını yerine getirememesi vicdani olarak ciddi bir ağırlık. Sosyal yaşam içerisinde bir pozisyon farkı oluştu. Bazı arkadaşlarımız Pazar yerlerinde çalışıyor yine bazı arkadaşlarımız inşaatlarda çalışıyor. Sendikamız her ay belli bir dayanışma olarak ihraç edilen bu üyelerine ekonomik olarak sahip çıkıyor. Belli bir destek veriyor. Fakat bu küçük destek bazı temel ihtiyaçları karşılayabilecek düzeydedir. Kısacası ihraç edilen arkadaşlarımızın ekonomik durumu çok kötü” dedi.
 
‘ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ DERİNDEN HİSSEDİYORUZ’
 
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısı ile ilgililere eğitim emekçilerinin görevlerine iade edilmesini için yeniden bir çağrı yapan Muşlu, ihraç edilen eğitimcilerin öğretmenler gününü buruk geçirdiğini sözlerine ekledi. Muşlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İhraç olan eğitim emekçileri, okullar açıldığı zaman ya da öğretmenler günü dolayısı ile o duyguyu çok derinden hisseder. Tüm öğrencilerin okullara aktığı, eğitim emekçilerinin iş başı yaptığı günlerde özellikle ihraç edilen arkadaşlarımız psikolojik ciddi anlamda etkileniyorlar." 
 
‘EĞİTİMDEN BAŞLAMALARI GEREKİYORDU’
 
Sadece muhalif duruşlarından dolayı ihraç edildiklerini aktaran Muşlu, ihraçların sebebinin iktidarın siyasal rejimi değiştirmek istediğinden kaynaklandığının altını çizdi. Muşlu, “İktidarın hedefi kendi ideolojik programına uygun, siyasal rejimi değiştirmeyi hedefledi. Bunun idari yönetimsel biçimini değiştirdi. Bunu başardı da. Parlamenter sistemden de tek adam rejimine yani başkanlık rejimine geçişi de yaptı. Tabi iktidarın çok daha derin ideolojik hedefleri de var. İktidar sosyal yaşamdan tutalım eğitim alanına kadar bir bütün olarak her şeyi değiştirme hedefliyor. Buna uygun değişikliği de eğitimde yapması gerekiyordu. Ondan dolayı eğitim alanında ihraçlara gitti. Bu darbeyle ya da FETÖ ile alakası olmayan KESK ve Eğitim Sen üyelerini de sadece kendisine muhalif olduğu için ihraçlara etti. Biz Eğitim Sen olarak bu ihraçların sadece yüzde 3’ünü oluştururken yoğun olarak diğer sendikalarda da ihraç olmasına rağmen bu sendikalar bu duruma hiç ses çıkarmadığı gibi tam tersine iktidarı desteklercesine bir tutum içerine girdi. Bu sendikalar nasıl bir sendika olduklarını da göstermiş oldu." 
 
‘MÜCADELE ETMEMİZ GEREKİYOR’
 
Son yıllarda eğitim emekçileri olarak yaşadıkları tüm siyasi baskıları mücadele gerekçesi olarak gördüklerini ifade eden Muşlu, şunları dile getirdi: “Bizim tüm bu ortaya koyduklarımız aslında bir mücadele gerekçesi. Bizim üyelerimiz hemen hemen her yerde baskı altına alınmaya çalışılıyor. Sendikamızdan üyelerimizin istifa etmeleri için çok çaba sarf ediyorlar. Ellerinden geldikçe Eğitim Seni güçten düşürmeye çalışıyorlar. Bunu da okul okul yaygın bir şekilde gerçekleştiriyorlar. Bu yoğun saldırılar karşısında bizim çok daha yoğun bir mücadele ve örgütlenme içerisinde girmemiz gerekiyor.”