Ekonomist Kozanoğlu tarih verdi: Sonbaharda kriz kaçınılmaz

img

İSTANBUL – Ekonomideki gidişatın sonbaharda krize girmesi kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, sade yurttaşlar açısından önemli faturaların ödenmeyeceği ve kemer sıkma programının uygulanacağını söyledi. 

ABD ile tırmanan diplomatik kriz sonrası yükselişi durdurulamayan dolar her saat kendi rekorunu kırıyor. İç ve dış politikada sürdürülen gerginlik, ABD’nin İran ambargosu ve bölgesel risklerin yarattığı belirsizlik TL’ye değer kaybettiriyor. Merkez Bankası’nın dövize kısmi müdahaleleri ise sonuçsuz kalıyor. Bütçe uzmanı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, ekonomideki gidişatı değerlendirdi.
 
‘ÇOK VAHİM BİR TABLOYA İŞARET’
 
“Türkiye’nin bütün makroekonomik göstergeleri zaten bozuktu” diyen Kozanoğlu, cari açığın çok yüksek olduğunu ve dış borcunun açıklanan rakamlara göre 166 milyar dolara ulaştığını hatırlattı. Döviz tevdiat hesaplarının 200 milyar doların üstünde olduğunu belirten Kozanoğlu, “Bunlar Türkiye’nin zaten yumuşak karnıydı. Giderek cari açığı finanse etmekte zorlanıyordu. Hem dünyada sermaye akımlarının durması hem de Türkiye’de risk algısının yükselmesi nedeniyle çok kritik bir durumdaydı. Bunun üzerine bir de Amerika’yla diplomatik gerginlik eklenince, üzerine tuz biber ekmiş oldu. Türkiye gibi bir ülkenin borçları büyük ölçüde batı ülkelerine ikinci sırada ABD bankaları yer alıyor. Amerika’yla bu kadar yüksek profilli gerginliğe girme lüksü yoktu. Süreç bu şekilde gerçekleşince hem döviz hem faiz kontrol edilemez bir şekilde hareket etmeye başladı. TL bütün dövizler karşısında değer kaybederken faizler de kamunun borçlanma kağıtlarının vaizleri de yüzde 22’nin üzerine çıktı ki bu çok vahim bir tabloya işaret ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
 
‘ÇOK FAZLA SORUN VAR’
 
Dışişleri Bakanlığı tarafından teyit edilmeyen Türkiye-ABD “mutabakatı” söylentilerine ilişkin de konuşan Kozanoğlu, şöyle devam etti: “Mutabakat için bir haber yayınlandı ama bu doğrulanmadı. Bu doğrulansa dahi Türkiye ile Amerika arasında çok fazla sorun var. Bu sorunlar kapalı kapılar ardında çözülmeye çalışıldı. Belki daha evvel bir çıkış yolu bulunabilirdi ama bu Amerikan kamuoyuna da intikal ettiği için kolay kolay Amerika’nın da Trump’ın da son bulması söz konusu değil. Bu rahip Brunson mevzusu Amerikan kamuoyuna da mal oldu. İşte F-35 füze ve jetlerin alınması tartışması var. Amerika ile özellikle Minbiç üzerinde bir pazarlıkların sürmesi var. Yani gerginlikler çetrefilli, noktalar çok düğümlü. Onun için hepsinin birden çözülüp de nispi rahatlık ortamına girilmesi çok zor görülüyor. Bunlar nispi olarak çözülme ortamına girerse bile ancak faizleri yükselterek sıcak paraya yeni bir taviz vererek göreceli bir rahatlama yaşanabilir ki onun da sonucunda ekonominin ciddi bir durgunluğa girmesidir. Sade yurttaşlar açısından önemli faturaların ödenmeyeceği, kemer sıkma programının uygulanmayacağı bir çözüm ne yazık ki ufukta görülmüyor” diye konuştu.
 
‘ÇALKANTILI BİR DÖNEM BEKLİYOR’
 
Doların yükselmesi karşısında Merkez Bankası’nın "Rezerv opsiyonu mekanizması kapsamında döviz imkâni oranı üst sınırı yüzde 45’ten yüzde 40’a düşürülmüştür" açıklamasını ve yaklaşık 2.2 milyar ABD doları tutarında dövizin bankaların kullanımına geçeceği yönündeki kararına dikkat çeken Kozanoğlu, “Bu kargaşa ortamında 2 milyar dolar önemli bir rakam değil. Sinyal olarak da durumun kritik olduğunu Merkez Bankası’nın da fark ettiği ama bu adımı atmak dışında başka bir seçeneğinin olmadığı bir algı yarattı. Tabii tam ölçmek mümkün değil. Bu adımı atmasaydı dünkü döviz hareketleri daha sert mi olurdu yoksa Merkez Bankası’nın göstermesi tam tersi bir etki mi yarattı bunu ölçmemiz kolay değil. Ama göründüğü kadarıyla Merkez Bankası’nın yapabileceği şey, hamle faizlerin arttırılması. Bu da daha evvelki para piyasasında beklendiği gibi böyle 100-125 puanlık bir artışla değil belirgin bir şekilde Türkiye’deki kağıtları cazip kılacak adımla mümkün olur. Bunu da atabilmesi kolay görünmüyor. Bunu başkanlık sistemi içerisinde kabul ettirmesi, özerkliğini ilan ettirmesi konusu da kolay görünmüyor. Dolayısıyla Türkiye’yi önümüzdeki günlerde ve haftalarda çalkantılı bir ortam bekliyor.” 
 
‘EKONOMİYE NEFES ALDIRACAK DEĞİL’
 
Ülkeler arasında doları aradan çıkarıp yerli paralarla ticaret yapmanın istenen bir durum olduğunu ama bunun karşılıklı olarak dengeli bir ticaretin olması halinde yarar sağlanabileceğini dile getiren Kozanoğlu, “Çin, Rusya ve İran’la her üçüyle çok dengesiz ilişkilerimiz var. Ham petrol ve doğalgaz alıyoruz Rusya ve İran’dan. Çin’den de çok fazla ithalat alıyoruz. Bunlara satabildiğimiz ürünler çok sınırlı. Bunlarda Türkiye’nin sorunlarını ortadan kaldırmayacaktır. Zaten yapılan şimdiye kadar ki uygulamalarda petrol ve uluslararası piyasada dolar cinsinden karşılığı olan ürünler bazında yapılmadığı görülüyor. Onun için bu uygulamaların yaygınlaşması yanlış bir adım değildir ama Türkiye ekonomisine nefes aldıracak bir durum mümkün görülmüyor” diye konuştu. 
 
‘SONBAHARDA KRİZ KAÇINILMAZ GÖRÜNÜYOR’
 
Türkiye’nin bundan sonra bir de döviz krizi olduğunu ifade eden Kozanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “En yumuşak karnı mevduat sahiplerinin paralarını bankalardan çekme yoluna gitmeleridir. Eğer böyle bir adım gelmezse burada sakin bir dönem yaşanırsa krizin derinleşmesi biraz daha zaman alır. Burada daha bir panik ortamı olursa da süreç daha da hızlanabilir ama Türkiye ekonomisinin büyüme anlamında ciddi duraklama-gerileme, hatta kriz dönemine girmesi sonbahar ile birlikte kaçınılmaz görünüyor.” 
 
‘KOLAY GÖRNMÜYOR’
 
ABD’nin İran’a yatırımların AB’nin işine gelmediğini belirten Kozanoğlu, şunları söyledi: “Bu konuda Trump sert adımlar atıyor ve sonra belli tavizler vermeye pazarlık yolunu seçiyor. Buralarda gevşemeler olabilir ama Türkiye’nin İran’dan bağımsız olarak ABD ile gerginlikleri devam ettiği bir süreçte. Bu ayrıcalık ve tavizlerden yararlanan ülkeler arasında Türkiye’nin girmesi çok kolay görülmüyor. Önümüzdeki haftalarda ben AB cephesine yönelik Fransa, İtalya’nın İran’la çok daha yakın ticari ilişkilerinde bir gevşeme bekliyorum ama Türkiye’nin Washington ve Ankara’nın kendine özel gerginliği devam ederken Türkiye’nin bu kapsama alınması zor görünüyor.”
 
MA / Yasin Kobulan