Flormar işçileri: İktidar işçilerin yanında değil direneceğiz

img

KOCAELİ - Sendikalaşmak istedikleri için Flormar tarafından işten atılan ve 20 gündür fabrika önünde eylem yapan işçiler, iktidarın işçilerin yanında olmadığını vurgulayarak, sandıklara giderken bunları göz önünde bulunduracaklarını söyledi. 

Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde (GOSB) yer alan Flormar kozmetik firmasında sendikalaşmak istedikleri gerekçesiyle işten atılan 119 işçi, 15 Mayıs'tan bu yana fabrika önünde eylemde. İlk etapta işten çıkarılan 5 işçinin fabrika önünde başlattığı eylem, peyderpey diğer işçilerin atılması ile büyüdü. İşçilerin bir kısmı sendikaya üye olmak istedikleri için, bir kısmı ise, işten çıkarılan arkadaşlarına sadece el salladıkları gerekçesi ile işten atıldı. 
 
Flormar'dan atılma sürecini anlatan 1,5 yıllık çalışan Tuncay Sönmez, "İş yerine sendikayı getirmek amacıyla iş arkadaşlarımız arasında örgütlenme çalışması başlattık. İşçilere, sendikayla daha güçlü olacağımızı, verilmeyen haklarımızı alacağımızı söyleyerek sendikalı olmanın işçiler için önemini anlattık. Örgütlenmemiz içerde duyulmaya başlayınca işverenler tarafından baskılar olmaya başladı. Bizi yıldırmaya çalıştılar. Bizi tek tek odalara çekip sendikadan vazgeçirmeye zorladılar. Bunu bütün çalışan arkadaşlarımıza yaptılar. Fabrika içinde yaşanan baskılara karşı bulunduğumuz her alanda arkadaşlarımız ile konuşmaya ve örgütleme çalışması yürütmeye devam ettik. Kısa bir süre içerisinde üye sayımızı tamamlayarak hem Çalışma ve Ekonomi Bakanlığı'na hem de işverene üye listemizi ve talebimizi ilettik. İşveren eline belge ulaşmasına rağmen bunu inkar etti ve herhangi bir başvurunun olmadığını söyledi. Bu patronun yalanıdır. Buraya sendikayı getirmek istemediğinden dolayı bunu yayıyor. Sendikaya yanaşmayan ve sendikadan korkan patronlar bizi gruplar halinde işten atmaya başladı" dedi.
 
'180 GÜN DAHİ OLSA DİRENİŞİMİZE DEVAM EDECEĞİZ'
 
Sendikal çalışma yürütenleri işten attıktan sonra fabrika içinde baskıların gün geçtikçe daha çok ağırlaşmaya başladığını söyleyen Sönmez, eylem yaptıkları iş yeri duvarının önüne patronlar tarafından brandalar çekildiğini belirtti. Kapı önünde eylem yaptıkları için firma servislerinin üzerlerine sürüldüğünü vurgulayan Sönmez, "İşveren bizden korkmaya başladı. Bu korkusunu bizi tahrik ederek bastırmaya çalışıyor. Her yere, ağaçlara bile kamera koyarak bizi izliyorlar. Yaptığımız herhangi bir girişimde bu görüntüleri delil olarak mahkemeye sunmaya çalışıyorlar. Biz bunun farkındayız. Tahriklere hiçbir şekilde gelmemeye çalışacağız. Patronun bu baskısını patronun iyice bitme derecesine gelmesinde görüyoruz. Buraya sendikayı getireceğiz. Kararlılığımız devam ediyor. Sendikayı getirene kadar direneceğiz. Bugün 20'nci günümüz. Değil 20, 180 gün de olsa kapıda direnmeye devam edeceğiz" diye kaydetti.
 
'İKTİDAR İŞÇİLERİN YANINDA DEĞİL'
 
Ülkede uygulanan OHAL'in kendileri üzerindeki etkisine de değinen Sönmez, OHAL'in yalnızca patronlara yaradığını söyledi. İktidarın hiçbir zaman işçilerin yanında durmadığını aktaran Sönmez, "İşçilerin yanında olmamaya da devam ediyorlar. Cumhurbaşkanı'nın patronlara söylediği sözleri de bunun açık ve net göstergesidir. OHAL patronların elinde bir koz olarak duruyor. Bundan güç alıyorlar. Ama bunların bilmediği bir şey var. Biz buraya karar alarak çıktık. Kararlılığımız, mücadelemiz hepimiz işimize geri alınana kadar sürecek" dedi. Sönmez ayrıca, bir çok siyasi parti ve sendikanın kendilerini ziyarete geldiğini belirterek, "Biz bu dayanışmalarını unutmayacağız. Önümüzde bir seçim var ve sandıklara giderken bunu göz önünde bulundurarak oyumuzu kullanacağız" diye belirtti. 
 
'KADINLAR BİZE GÜÇ VERİYOR'
 
Son olarak işten atılan ve ilk günden beri direnişte olan çok sayıda kadının dayanışmasına da vurgu yapan Sönmez, kadınların dayanışmasının kendilerine güç verdiğini aktardı. Sönmez, "Aramızda hamile kadın arkadaşlarımız da, 8 aylık çocuğunu evde bırakmış arkadaşlarımız da var. Birbirlerine kenetleniyorlar. Bu mücadele canı gönülden destek veriyorlar. Onların bu gücü bizi de etkiliyor. Burada belki bayan arkadaşlarımız olmazsa sesimizi çok duyuramayacaktık" ifadelerini kullandı. 
 
'SORUNLARIMIZI İLETİRKEN DUVARLA KARŞILAŞIYORDUK'
 
Flormar'da çalıştığı 15 ayın sonunda işten atılan Selman Sakarya ise, "Bizim örgütlenmemiz Ocak ayı itibariyle başladı. Ocak ayında yapılan zamlar yeterli seviyede olmadı. Zaten asgari ücret ve hatta bir kısım arkadaşlarımız asgari ücretten daha düşün maaşla çalışıyorlardı. İş yeri, devletin yaptığı zammın üzerine yüz 3, yüzde 2'lik komik rakamlarla zam gerçekleştirdi. Kaldı ki geçen yıl hiçbir şekilde zam yapılmamıştı. Biz bu durumu yönetime ilettik. Biz iletiyoruz ama her zaman bir duvarla karşı karşıya kalıyoruz. O duvardan öteye gidemiyoruz. Bir düzeltme yapılması noktasında herhangi bir faaliyet söz konusu olmadığı için biz de sendikaya üye olmaya karar verdik. O süreç içerisinde öncelikle 'öncü' diye tespit ettikleri kişileri çıkardılar. Daha sonra başka arkadaşlarımızı attılar. Sonra benim de içinde bulunduğum 21 kişilik bir liste hazırlandı ve o liste grup grup işten çıkarıldı. Bizi işten çıkardıklarında biz kapı önünde bekledik. Herhangi bir yere gitmedik. Onlar bize ticari taksi çağırdılar bize, 'ticari taksilere binin, nereye gitmek istiyorsanız sizi oraya götürsün' şeklinde bir dayatma yaptılar. ama kabul etmedik ve direnişe başladık. Bizi işten çıkarırken, bazı arkadaşlarımız bize selam verdikleri için işten atıldı ve şuan itibariyle sayımız 119" şeklinde konuştu. 
 
'İKTİDARA OY YOK'
 
Direnişlerinin 20'nci gününde olduklarını ve çok renkli bir dayanışma örneği sergilediklerini söyleyen Sakarya, "Bizi Ramazan ayının daha arife günü işten attılar. Aramızda oruçlu arkadaşlarımız da var. Havanın tüm olumsuzluklarına rağmen bir birimizle dayanışarak, çadırlarımızda dayanışma içerisinde oluyoruz. Halaylar çekiyoruz, muhabbet ediyoruz, akşamları bir birbirimizin evine misafir oluyoruz" dedi. 24 Haziran seçimlerine de değinen Sakarya, AKP'lilerin de buraya dayanışmak amacıyla geldiğini ama onların samimiyetine inanmadıklarını söyledi. Sakarya, "Çünkü eğer samimi olsalardı bir telefonla bile bu sorunumuzu çözebilirlerdi. Bunu yapmadılar, yapmıyorlar, yapmayacaklar da. Dolayısıyla bu bilinçle sandığa gideceğiz. Zaten ben devrimci bir aile yapısından geldiğim için şuan mevcut iktidara hiçbir şekilde oy vermem söz konusu değildir" diye belirtti.
 
MA / Bilal Seçkin