15 yılda 355 bin çiftçi, 10 bin işçi ve 1,5 milyon dekar arazi yok oldu

img

İZMİR - AKP’nin iktidarda olduğu son 15 yılda şeker pancarıyla uğraşan çiftçi sayısı 460 binden 105 bine geriledi. Pancar ekim alanları da yüzde 33 oranında daraldı. Şeker fabrikalarında çalışan işçi sayısı18 bin 800'den 8 bin 100’e düştü. ZMO İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi, şeker fabrikalarının yıllar içinde özelleştirmeye hazırladığını söyledi.

Türkiye’de bulunan 14 şeker fabrikası, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca (ÖİB) özelleştirilmek üzere ihaleye çıkarılacak. Fabrikalarının özelleştirme kapsamına alınması ile birlikte tartışmalar sürerken, çiftçisinden işçisine tüm kesimler özelleştirme kararının şeker piyasasının dışa bağımlı hale getirilmek istendiğinde hemfikir. 
 
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de 2003 yılında 460 bin çiftçi şeker pancarı tarımı yaparken, izlenen yanlış politikalar sonucu bu sayı, 2017 verilerine göre yüzde 77 kayıpla 105 bine geriledi. Üretici sayısındaki düşüş, paralel olarak pancar üretim alanlarında da daralmaya sebep oldu. 1998 yılında yaklaşık 5 milyon 45 bin dekar olan pancar ekim alanı, 2017 yılında yüzde 33’lük bir düşüşle yaklaşık 3 milyon 392 bin dekara geriledi. 
 
Pancar çiftçisi ve pancar üretim alanlarının yanı sıra gerileme, şeker fabrikalarında çalışan işçi sayısında da yaşandı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında şeker fabrikalarında çalışan işçi sayısı 18 bin 800 iken, 2017 itibari ile işçi sayısı yüzde 60’ın üzerinde bir düşüşle 8 bin 100’e düştü.
 
Buna karşı 2002 yılında 237.4 milyon TL kar açıklayan Türkşeker A.Ş., 2013 yılına kadar karını sürdürürken, üretici ve üretim alanlarındaki daralma ve personel sayısının düşmesi sonucu 2016 yılında 76.5 milyon TL zarar açıklandı. 
 
‘TÜRKİYE TARIMDA DIŞA BAĞIMLI KILINMAYA ÇALIŞILIYOR’ 
 
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin altında çok uluslu şirketlere alan açma amacı olduğunu belirten Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi’ye göre, Türkiye tarımı, hatalı politikalarla dışa bağımlı hale getirilmeye çalışılıyor.
 
Çiftçi, bu noktada ise şeker fabrikalarının 2000 yılından bu yana İMF (Uluslararası Para Fonu/ International Monetary Fund) programı çerçevesinde özelleştirilmeye çalışılmasına dikkat çekti. Şeker fabrikalarının ekonomik değer yaratmanın yanı sıra bölgesel kalkınma ve istihdam yaratan fabrikalar olduğunu vurgulayan Çiftçi, “Binlerce çiftçiye gelir sağlayan şeker pancarı, toprağın fiziksel yapısını iyileştirmesi, biyolojik aktivitesini artırması, münavebeli tarıma imkan vermesi, kendisinden sonra ekilen ürünlerde verim artışı sağlaması ve artıklarının doğal gübre olarak kullanılabilmesi nedeniyle ekonomi kadar ekolojiyi de koruyucu bir özelliğe sahiptir” dedi. 
 
‘HAYVANCILIĞI DA ETKİLEYECEK’
 
Yine ucuz yem üretimi için gerekli olan maddelerin şeker pancarı üretiminden elde edildiğine dikkat çeken Çiftçi, hayvancılık sektörünün de bundan etkileneceğini ifade etti. Hayvancılık sektöründe 2008 yılından bu yana bir türlü giderilemeyen sıkıntılar yaşadıklarını dile getiren Çiftçi, “Bu nedenle et ithalatından, hayvan ithalatına ve hatta saman ithalatına varan süreçler yaşıyoruz. Bunların sebebi de yem sanayisi ve hayvancılık sektörüne destek sunan alanlarda yapılan özelleştirmelerdir. Bugün yaşanan bu sorunların nedeni özelleştirilen bu alanların yerine yeni mekanizmaların kurulamamasıdır. Bunun sonucunda da hayvancılık sektöründe bizi dışarıya bağımlı hale getirmiştir” diye konuştu. 
 
Türkiye’de çiftçilerin zor koşullarda ürettiğini, ürettiğinden ise kazanamadığını söyleyen Çiftçi, şöyle devam etti: “Özellikle 15 yıla baktığımda girdi maliyetleri artarken-yüzde 400 dolaylarında bir artış yaşanırken- ürün fiyatlarında yüzde 200’lere varan bir artış görebiliyoruz. Bu da çiftçinin yarı yarıya yoksullaşması demek. Pancar üretimi sözleşmeli bir üretim olduğu için buradan kopan çiftçi başka ürünlere yönelecek. Pancarın toprağı dinlendirmede bir yararı olduğu için buradan da bir kopuş olacak. Temelde ise, çiftçi kendine yeni üretim alanları bulmakta zorlanacağı için tarımdan kopuş yaşayacak. Bu da çiftçinin yeni kent ya da kır yoksulları olarak toplumun ücretli çalışan kesimine kayması demektir.” İ
 
‘ÖİB ÖZELLEŞTİRMEYE HAZIR HALE GETİRMEYE ÇALIŞTI’
 
Yapılacak özelleştirme ile beraber ise, şeker fabrikalarının bir süre sonra üretimlerinin sonlanacağının açık olduğunun altını çizen Çiftçi, sadece şeker piyasasının değil, ayrıca hayvancılık sektörünün de etkileneceğini kaydetti. 
 
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin tarım politikaları ile paralel yürüdüğünü belirten Çiftçi, şeker fabrikalarının özelleştirmesinin TEKEL fabrikalarının yanında, Süt Endüstrisi Kurumu (SEK), Et Balık Kurumu (EBK) ve Yem Sanayisi’nin özelleştirilmesinin devamı olduğunu ifade etti.
 
Rakamları sıralayan Çiftçi, şeker fabrikalarının ÖİB tarafından yıllar içinde özelleştirmeye sürecine hazırlandığını belirtirken, üretim alanlarının düşürülmesi, personel sayısının düşürülmesi ve nişasta bazlı şeker üretiminde Avrupa’da yüzde 5’e kadar kota verilirken, Türkiye’de yüzde 10’luk kotanın yüzde 50 oranında artırılmasına izin verilmesini hatırlattı. 
 
MA / Ahmet Kanbal