Tadı da tuzu da kabakta!

img

ANTALYA  - Öğretmen olmasına rağmen hobi olarak başladığı kabak işleme sanatını meslek edinen Ömer Sami, “Turizmin tadı tuzu kalmadı ama yine de bu işten keyif alıyorum” dedi. 

Ustaların ellerinde sabırla işlenen su kabakları, “su taşı” görevini yerine getirmese de süsleme aracı olarak oldukça rağbet görüyor. Su kabağının tohumunun ekilmesi ile süs eşyası halini alması arasında ise yaklaşık bir yıllık süre geçiyor. Antalya’nın Murat Paşa ilçesinde tarihi Kaleiçi Çarşısı esnaflarından Ömer Sami için de, 17 yıl önce hobi olarak başlayan kabak işleme sanatı zamanla ekonomik gelir haline geldi. 
 
Yaptığı çalışmanın sabır ve özveri istediğini belirten Sami, son yıllarda turizmin tadı tuzu olmasa da yaptığı işten keyif aldığını ve mutlu olduğunu söyledi. 
 
MERAK UYANDIRAN UĞRAŞ MESLEK OLDU
 
Birçok insanın kabak işleme sanatına farklı isim verdiğini ve farklı çalışmalarla süs eşyası ya da hayvan figürleri gibi dekoratif ürünler ürettiğini kaydeden Sami, “Alanya’da tanıdığım bir amca vardı ama onun çalışması çok basitti. Daha sonra benimde hoşuma gidince bende yapmaya başladım. Sonrasında bende meslek haline geldi ve 8 senedir bu tarihi çarşıda iş yapıyorum. Normalde mesleğim öğretmenlik. 1992 döneminden mezun olan bir öğrenciydim. Fakat o dönem öğretmenlik mesleğinde çok az para vardı ve meslek şartları çok zordu. Bundan kaynaklı bende atanmak için herhangi bir sınava girmedim. Turizm sektöründe çalıştığım için ekonomik olarak çok iyi para kazanıyordum, işim iyiydi ve hiç tercihim olmadı. Ve 15 yıldır geçimimi kabak sanatı yaparak kazanıyorum” dedi. 
 
‘HAYAL GÜCÜMÜ VE SABRIMI ÖLÇÜYORUM’
 
Yaptığı işten çok fazla keyif aldığını ve Kaleiçi’ne gelen turistlerin bu sanata yoğun ilgi gösterdiğini dile getiren Sami, yaptığı işin sabır ve hayal gücü gerektirdiğini vurguladı. Sami, “Boş vaktiniz varsa bu sanat ile uğraşın diyebilirim. Bu işi yaparken hem kendimi dinlendiriyorum hem de dinliyorum. Hem hayal gücümü hem de sabrımı ölçüyorum. İnsana çok fazla yarar sağlıyor” diye konuştu. 
 
‘İŞİNİZİ CİDDİYE ALIRSANIZ TALEP DE ARTAR’
 
Daha önce Antalya’nın hemen çıkışında bulunan Uncalı Mezarlığı yakınlarında bir atölyelerinin olduğunu ve üretimlerini burada yaptıklarını dile getiren Sami, şöyle dedi: “Çoğu zaman burada kabak işleme sanatını yapıyorum ki gelen turistlerin ilgisini çeksin. Burada bu iş yapmazsam para kazanamam. Sanat işlerinde işinizi ciddi yaparsanız, insanlar sizi tanırsa ve yaptığınız işten memnun olursa talepler artar.” 
 
‘ÇİFTÇİSİ DE BU İŞTEN KAZANIYOR’
 
Kurumuş kabakların hemen hemen Türkiye’nin her yerinde bulunduğunu fakat maliyeti az olsun diye en yakın yerlerden aldığını kaydeden Sami, buralarda kabak eken çiftçilerinde iyi kazandığını söyledi. Bu işin çok fazla meraklısının olduğunu belirten Sami, “Daha önce atölyemiz vardı bu işi öğrenmek isteyenlere öğretiyorduk. Ama şimdi atölyemiz yok ve burası iş yeri olduğundan kaynaklı kimselere öğretemiyoruz. Bu işi ticarete döken ve sanatın dışında sıradanlaştıran birçok insan var. Ama bu işte çok yetenekli olan ve çok iyi işler çıkaran insanlar da tanıdım. 15 yılda geldiğim noktaya 1 sene de gelen insanlar var. Kısacası doğuştan yetenekli insanlar var” ifadelerini kullandı.  
 
‘TURİZMİN TADI TUZU KALMADI’
 
Kaleiçi’ni ziyaret eden turist sayısının son yıllarda azaldığını ve bunun kendilerine de yansıdığını dile getiren Sami, “Şimdi eskisi gibi turizm sektörü iyi olmasa da yine de memnunum. Dedim ya keyif aldığımdan dolayı yapıyorum. Yoksa turizmin tadı tuzu kalmadı. Satışlarımı internetle de yapıyorum, bu şekilde ayakta kalmaya çalışıyorum” dedi. 
 
MA / Ergin Çağlar