Üstün: Projelerle tarih yok ediliyor

img

İSTANBUL – AKP’nin projeleriyle sadece doğanın zarar görmediğini aynı zamanda tarihin de yok edildiğini belirten Prof. Dr. Beyza Üstün, Sur’un yerle bir edildiğini, 12 bin yıllık Hasankeyf yok edildiğini ve şimdi de Kanal İstanbul projesi ile bölgede bulunun tüm tarihi alanlar yok edilmek istendiğini söyledi.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Eyüp Şubesi tarafından “İstanbul kanal değil depreme acil çözüm istiyor” başlıklı panel yapıldı. Alibeyköy Cemevi konferans salonunda yapılan panele Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül ve çok sayıda kişi katıldı. Prof. Dr. Beyza Üstün, Yrd. Doç. Savaş Karabulut ve Sosyal Çalışmacı Zeki Öztürk konuşmacı olarak katıldığı panelde ilk olarak söz alan Prof. Dr. Beyza Üstün, Kanal İstanbul projesi ile ilgili görselleri perdeye yansıtarak sunum yaptı. Konuştukları konunun bir bilgilendirme konusu olmadığını belirten Üstün, bu günden sonra birlikte nelerin yapılacağını tartışacaklarını ifade etti. Yapacakları şeyin çok basit olduğunu Kanal İstanbul gibi projelere hep birlikte dur diyeceklerini dile getiren Üstün “Ya başaracağız, ya başaracağız başka yolumuz yok” dedi. Sadece yapılan projelerden bahsetmediklerini belirten Üstün, “Bu gün bizi yönetenleri işaret etmiyoruz. Bu bir sistem krizi başkaları da bu sistemi devam ettirecek olsa aynı sorunları yaşamaya devam edeceğiz” diye konuştu.

‘FAŞİZMİN KURUMSALLAŞTIĞI BİR DÖNEM’

Faşizmin kurumsallaştığı bir dönemden geçtiklerini ifade eden Üstün, “Faşizmin otoriterleştiği bir yerde şiddet hep artar bunu bir köşeye yazalım. Kent kır hep iç içe girdi artık ayrı ayrı değiliz bu hem psikolojik olarak da coğrafi yapı olarak da bir birine girdi ve her yaşam alanı sermayenin hızı ile döndürülüyor. Devletin ve iktidarların sermayeye sürekli hizmet hali şirketlerin krizleri ile iç içe geçmiş durumda 1970’li yıllarda sanayileşme ile çevre kirletilirken iki binli yıllara gelindiğinde HES, JES, RES ve nükleer santraller ile doğa ciddi anlamda tahrip edildi” diye belirtti.

‘SUR YERLE BİR EDİLDİ’

Doğaya zarar veren projeler ile birlikte sadece çevrenin zara görmediğini aynı zamanda tarihin de yok edildiğini ifade eden Üstün, “Devlet bazen çevreye zarar veren projeler ile bunu yapıyor bazen de insanları yerinden yurdundan ederek bunu yapıyor. Sur yerle bir edildi. 12 bin yıllık Hasankeyf yok edildi. Şimdi de Kanal İstanbul projesi ile bölgede bulunun tüm tarihi alanlar yok edilmek isteniyor. Bu şekilde toplumun belleği yok ediliyor. Yapılan saldırılar son derece siyasi buna karşı tutumuzun da son derece politik olmalı” dedi.

‘ÖNLEMLER ALINSA FELAKETLER YAŞANMAZ'

Ardından söz alan Yrd. Doç. Savaş Karabulut, Kanal İstanbul Projesinin depreme etkileri ile ilgili sunum yaptı. İstanbul’un deprem bölgesi olduğunu söyleyen Karabulut, uzmanların tüm uyarılarına rağmen depreme karşı gereken önlemlerin alınmadığını söyledi. Kanal projesinin yapıldığı alanda aktif fay hattının olduğuna dikkati çeken Karabulut, ÇED raporunda bu gerçeğin göz ardı edildiğini belirtti. Projenin yapıldığı alanda 7 adet asma köprü yapılacağını ifade eden Karabulut, bu köprülerin boğaz köprüsünden daha büyük olacağını ve kurulacak yerlerin zeminin bu köprüleri kaldırmayacağını dile getirdi. Deprem, Çığ, uçak kazası gibi felaketlerin doğal afet olmadığını dile getiren Karabulut, önlemi alına bilecek her şeyin önlene bileceğini ifade etti. Van’da yaşana Çığ felaketinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kader” açıklamasına atıfta bulunan Karabulut, alınması gereken önlemler alınmış olsaydı yaşanan felaketlerde bu kadar insanın ölmeyeceğini vurguladı.

Ardından söz alan Sosyal Çalışmacı Zeki Öztürk’te kanalın insan ve çevreye vereceği zararların üzerinde durdu. Konuşmaların ardından panel soru-cevap bölümünden sonra son buldu.