Yapımı devam eden Ilısu Barajı nedeniyle sular altında bırakılmak istenen 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf'te yıkım aralıksız devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Hasankeyf’e giderek süren yıkımı yerinde gözlemlediklerini anlatan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir Ekoloji Komisyonundan Timur Taşdemir, Ege bölgesinde verdikleri ekolojik mücadelenin yanı sıra Hasankeyf’in de gündemlerinde olduğunu söyledi. En son 17 Haziran’da Hasankeyf’i tekrar ziyaret ettiklerini ifade eden Timur, gözlemlerinden oluşan bir çalışma hazırladıklarını ve bu çalışmayı en kısa sürede kamuoyu ile paylaşacaklarını kaydetti. 

 

‘HASANKEYF TARİH BOYUNCA PAYLAŞILAMAYAN KENT OLDU’

 

Timur, Hasankeyf’in tarihi mirası üzerine uzun süre araştırma yaptığını ve bu araştırmaların sonucunda Hasankeyf’in önemini daha iyi anladıklarını söyledi. Hasankeyf’in mükemmel bir tarihinin olduğunu vurgulayan Timur, bu tarihi şehrin kimin tarafından kurulduğunun halen bilinmediğini belirtti. Yapılan araştırmalar sonucunda tarihin 12 bin yıla dayandığını, Hasankeyf’in etrafındaki kayaların ise yüzlerce yıllık akarsu aşındırmaları sonucu ortaya çıktığını hatırlattı. Hasankeyf’in farklı toplumlar tarafından farklı isimlerle anıldığını dile getiren Timur, insanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerinden biri olarak görülen 6 bin mağaranın da bulunduğunu anlattı. 

 

Mezopotamya’ya hakim konumu, içinden Dicle Nehri’nin geçiyor olması, yukarı kale bölümünün uçurumlarla çevrilmesi, savunmaya elverişli mağaraları nedeniyle fiziki gücün hakim olduğu çağlarda Hasankeyf’in kavimlerin paylaşamadığı bir kent olduğunu aktaran Timur, “Ayrıca Hristiyanlık ve İslamiyet açısından da önemli bir kenttir Hasankeyf. Kentin dünyanın bir ortak mirası olarak adlandırılmasındaki en önemli özellik; bir sürü işgale rağmen her işgalci uygarlığın kendinden öncekinin üzerine bir şeyler koyarak şehri daha da güzelleştirmiş güçlendirmiş olmasıdır. 

 

‘BAŞTA YAŞAM SAVUNUCULARI HASANKEYF İÇİN MÜCADELE ETMELİ’

 

Ilısı Barajı ile Hasankeyf’te nelerin kaybolacağını kamuoyu tarafından fazla bilinmediğine dikkat çeken Timur, ekonomik ömrü 50 yıl olan barajın tamamlanması halinde insan türünün kökenleri, tarımın başlangıcı ve çok sayıda medeniyetin kalıntılarının sular altında kalacağını vurguladı. Böylesi bir değerin sular altında kalınmasının kabul edilemez olduğunu belirten Timur, “Burası insanlık tarihinin ortak mirası, buna ivedilikle sahip çıkmamız gerekir” ifadelerine yer verdi. 

 

Timur, Hasankeyf ziyaretleri sırasında edindikleri kimi gözlemleri anlatarak, “Kimi mağaralar betonla kaplanmış, betonla kapatılmıştı. Bunun nedenini sorduğumuzda bize 50 yıl sonra baraj kalktığı zaman, biz bu betonları tekrar kaldırıp Hasankeyf’i yine tarihi bir kente dönüştüreceklerini söylediler. Niye betonla kapladınız neden tekrar kaldırıyorsunuz? Bunu anlamak mümkün değil. Türkiye’nin bu baraja ihtiyacı yoktu, var ise bile yapılacak binlerce bölge var. Aslında burada yaşayan halka bir gözdağı veriliyor. Biz sizin tarihinizi gömeriz anlayışının tezahürü gibi. Barajdan elde edilecek kazanç, oradaki kaybın onda birini bile karşılamaz. Hasankeyf korumamız gerektiğini buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum. Başta yaşam savunucuları o barajın açılmaması için her türlü mücadeleyi vermesi gerekiyor” dedi. 

 

MA / Nimet Ölmez