JES karşıtı kadınlar: Dozerin önüne yatar kuyuları kazdırmayız

img

AYDIN – Efeler ilçesine bağlı Kızılcaköy'de yapılmak istenen JES'e karşı direnen kadınlar, “Dozerlerin önünde yatarız ama kuyuları kazdırmayız” dedi. 

Aydın'ın Efeler ilçesine bağlı Kızılcaköy'de Gürmat Enerji Şirketi'nin yapmak istediği Jeotermal Enerji Santrali (JES) karşı köylülerin başlattığı nöbet eylemi 5 aydır kesintisiz devam ediyor. 6 Aralık'ta Santralin yapılacağı arazinin etrafının tel örgülerle çevrilerek ağaçların sökülmeye başlanması köylülerin tepkisine neden olmuş, jandarma müdahalesinde 3 kadın yaralanmıştı. Jandarma ve TOMA’dan köylülerin üzerine gaz sıkmasıyla olaylar büyümüştü. Köylülerin alanı terk etmemesi üzerine eylem çadırına gelmek zorunda kalan Vali Yardımcısı ÇED raporu çıkıncaya kadar firma satın aldığı arazide herhangi bir çalışma yürütmeyeceğini söyledi. Nöbetin tutulduğu çadırda her akşam bir araya gelen köylü halkını ekolojistler, siyasi partiler de yalnız bırakmıyor. Yaşanan arbede de bayılan ve darbe alan kadınlar, JES kuyularına karşı hala eylem çadırında beklemeye devam ediyor. 
 
‘KARNIMDAN DARBE ALDIM’
 
JES kuyularının yapılmak istendiği tarlada bir hareketliliğin olduğu haberinin gelmesi üzerine bütün köy halkıyla toplandıklarını söyleyen Leyla Çiyan Şen, 7’den 70’e bütün köy halkının tarlaya gittiklerini belirtti. Jandarmanın yollarını kesip kimlik kontrolü yaptığını dile getiren Şen, tarlanın etrafına tel örgü çektiklerine dikkat çekti. Köylüyle birlikte tel direklerin çekilmesine izin vermediklerini ifade eden Şen, “Jandarmayla aramızda biraz husumet yaşandı. Ben direğin kazıldığı çukura girerek telin yapılmasını engelledim. Çukurda benim olduğumu gördüklerine rağmen dizlerime kadar çimento döktüler. Daha sonra karnımdan darbe aldım. Nefes boruma kadar hissettim. Nefessiz kaldığım için bayıldım. Ayıldığımda başımda bağırıp, çağıranlar olduğunu gördüm. Beni hastaneye kaldırdıklarında doktorlar 24 saat müşahede altında tutacağını söyledi. Bizim köylümüz baskı altındayken hastanede kalamayacağımı söyleyerek tarlaya geri geldim” dedi. 
 
‘ÇED RAPORU GELİNCEYE KADAR BURADAYIZ’
 
Tarlada köylüyle birlikte gece saat 23.00’e kadar nöbet tutuklarını söyleyen Şen, “Gençler sabaha kadar köyde nöbet tuttuk.  Sabah saat 04.00’te tel direkleri çekmişler. Biz tellerin yanına gider gitmez jandarmalar üstümüze gaz sıktı. Albay gelince biz valiyi istediğimizi söyledik. Bir süre sonra vali yardımcısı ve İzmir Barosu geldi. Mahkeme kararına kadar kimsenin bu alana bir şey yapmayacağını söyledi. Şimdi olaylar durdu ama sadece Nisan ayına kadar sürecek bir sessizlik. Nisan’dan sonra yine üstümüze gelecekler. Biz nöbetimize devam edeceğiz. ÇED raporu gelinceye kadar buradayız. JES’ler gidinceye kadar bizi buradan kimse kaldıramaz” diye konuştu. 
 
‘DİRENMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
 
JES’lerin kuyularına karşı aylardır nöbet tuttuklarını dile getiren Hatice Barlaz ise, arbedenin yaşandığı gün hayatında ilk defa biber gazına maruz kaldığını söyledi. Yapılanlara karşı tepki gösterdiğini anlatan Barlaz, şunları söyledi: “Jandarmaya çocuklarımızı, toprağımızı zehirleyeceklerini anlatmaya çalıştım. Ertesi günü tekrar tel örgülerini engellemek için tarlada bulunduk. Onlar bize baskı uyguluyordu. Bizde onları engelliyorduk. Birisi bana ‘git oradan koca karısın’ dedi. ‘Öldürsen de gitmeyeceğim’ deyince binbaşı beni ittirdi. O an kolum betona çarptı. Kolumdan kan geldiğini daha sonra gördüm. 3 kişiyle birlikte hastaneye gittik. Daha sonra tutanak tutular. Birisi bana yanlışlıkla olmuştur deyince bende hayır ‘bütün her şey kasten yapıldı’ dedim. Ertesi günü yine alana gittiğimizde bu sefer biber gazı sıktılar üstümüze. Baygınlık geçirenler oldu. Hayatımda ilk defa biber gazına maruz kaldım. Ne olduğunu dahi bilmiyordum. Nefessiz kalmıştım. Onlara ölürüz de toprağımızı onlara bırakmayız dedik. O günden bu yana her akşam nöbet ilk günden bu yana devam ediyor. Dozerlerin önünde yatarız ama kuyuları kazdırmayız. Kuyular kazılırsa o zaman öleceğiz. Küçükten büyüye zehirleneceğiz. Bu yüzden sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz.” 
 
MA / Ayşe Sürme