Kadınlar JES'e karşı 3 aydır nöbette

img

AYDIN - JES üssüne dönüştürülen Aydın’da toplumsal tepki dalga dalga yayılıyor. Onlarca JES’e yenileri katılırken, Kızılcaköy’de kadınlar öncülüğünde başlatılan eylem 3 aydır sürüyor. ÇED toplantısında konuşan Emine Atalan, “Topraklarımızı savunuyoruz” diyerek eylemlerinden vazgeçmeyeceklerini dile getirdi. 

Aydın’ın verimli tarımsal topraklarına kurulan onlarca jeotermal Enerji Santrali (JES) kuyularına yenileri ekleniyor. Kentin 5 köyünde daha JES kuyusu kazılıyor. Kuyu kazılmak istenen Kızılcaköy Mahallesi halkı 3 aydır gece gündüz nöbet tutuyor. İncırliova ilçesine bağlı Dereağzı ve Efeler ilçesine bağlı Kızılcaköy mahalleleri 1569 ve 1570 numaralı parseller mevkiinde Gürmat Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından yapılması planlanan “Sarı Zeybek JES”i istemediklerini belirten yöre halkı eylemlerini genişletmeye hazırlanıyor. 31 Ekim tarihinde Dereağzı mahallesinde,  Gürmat Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından yapılması planlanan JES projesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkili şirket çalışanların katıldığı Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısına çevre köylerden binlerce kişi katılarak bu projeyi istemediklerini dile getirdi. 
 
57 JEOTERMAL KUYUSU KAZILACAK
 
Firma yetkililer yaşanan tepkiler üzerine ÇED toplantısını yarıda bırakıp gitmek zorunda kaldı. Sadece Kızılcaköy, Dereağız köyleri değil nerdeyse tüm bölge halkının tepkilerine neden olan bu proje aslında, Gürmat Elektrik Üretim A.S. tarafından İl merkezi ve İncirliova’nın Dereağzı, Kızılcaköy, Gerenkova, Kardeş köy ve Balıkköy Mahallerinin büyük bir bölümünü içine alan yerlere elektrik enerjisi üretimi amacıyla 28 adet lokasyonda 57 adet jeotermal sondaj faaliyetini içeren “Çiftlik Jeotermal Ruhsatında Kaynak Arama” projesine dayanıyor. Proje kapsamında; her bir sondaj lokasyonu için ortalama 10-16 dönüm alan kullanılacak. Planlanan projede verilen kuyuların öncelikli olarak “Sarı zeybek JES” projesinde kullanılması hedeflenirken, ruhsat sahası içerisinde Guürmat Elektrik Üretim A.Ş. tarafından planlanabilecek diğer JES’leri de firma kurma yetkisi elde etmiş olacak. 
 
BİRİNCİ SINIF TARIM ARAZİLERİNE KURULUYOR 
 
Çiftlik sahasında şimdilik 57 adet jeotermal kuyu ve bir adet JES kurulması planlanırken, bu JES’in kuruluşu sırasında geniş toprak alanları etkilenecek. Sahada daha sonra başka JES’lerin yapılması da planlandığından bundan sonra Çiftlik sahasında neredeyse tarım ve yaşam alanları kalmayacak. Çiftlik sahasında kurulacak olan jeotermal kuyuları ve JES’in hepsi birinci sınıf tarım arazileri olması ise dikkat çekiyor. Oysa “Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu”na göre, mutlak tarım, özel ürün, dikili tarım, sulu tarım arazilerinde tarımsal üretim dışında bir şey yapılamayacağı, büyük ovalarda bulunan tarım arazilerini hiçbir suretle amaç dışı kullanılması yasaklanmıştır. Yine, “Zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerin aşılattırılması” kanuna göre;  zeytin alanlarına 3 km mesafede sanayi tesisinin kurulmasına izin verilmez. Yaklaşık 3 aydır kurdukları çadırda eylemde olan Kızılcaköy ve Dereağzı mahalle halkı, tüm Aydın’ın çiçek kokusu yerine çürük yumurta kokusu aldığına dikkat çekiyor. Köylüler, yetkililerin seslerini duymaması halinde, nöbet çadırlarını önce Aydın kent meydanına, ardından TBMM önüne kadar götürmeye kararlı olduklarını belirtti. Türkiye’nin, yetişmiş insan gücüne, tarım coğrafyasına, İncirine, zeytinine, kestanesine ihtiyacı olduğunu ifade eden köylüler, Jeotermallerden elde edilecek yüzde birlik elektriği istemediklerini ifade etti.  
 
‘AKP’Lİ POSACI: BUNLARI POSTALAYIN’
 
30 Ekim’de Meclis’e giden 25 kadının içerisinde yer alan Leyla Çiyaşen, siyasi partilerle yaptıkları görüşmelerin içeriğini Dereağzı Mahallesi’nde yapılan ÇED raporu toplantısında aktardı. Özellikle kadınların bu direnişi sahiplendiğini ve peşini bırakmayacaklarını dile getiren Çiyaşen, Meclis’te görüştükleri AKP milletvekili Rıza Posacı’nın güvenliğine “bunları postala” dediğini kaydetti. Çiyaşen, yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “25 kadın toplanıp Meclis’e gittik. CHP, İyi Parti, AKP’li milletvekilleri ile görüştük. Gidip derdimizi anlatmak istedik. CHP ile görüştükten sonra AKP ile görüşmek istedik. Sonra AK Parti Milletvekili Rıza Posacı geldi. Ona yetkili birileriyle görüşmek istediğimizi ve bizi içeriye almasını istedik. O kabul etmese de biz zorla peşine düştük, bizi bir koridorlardan geçirdi, sonra da güvenlik görevlilerine dönüp ‘Sen bunları postala’ diyor. Sonra da bize dönerek, ‘Siz zengin insanlarsınız ne yapacaksınız zeytini, inciri onların bize ne faydası var. Bir jeotermalle fakir olmazsınız’ diyor. Öncelikle ona yazıklar olsun, Aydın halkının oylarıyla seçilmiş birine bunları yapmak yakışıyor mu? Bide bunlar burada birinci parti çıkıyor. Meclis’e gireceğiz de sanki ne yapabiliriz onlara, biz sadece derdimizi anlatmak istiyoruz. Bu topraklar ziyan olmasın, çiçeklerimiz solmasın diyoruz. Büyük şirketler ve AKP hükümeti cebini doldursun fakir fukarada malından olsun. Bana tehdit telefonları geliyor şimdi, küfür tehdit edip kapatıyorlar. Yine CHP soru önergesi verdi, İyi Parti, HDP destek verdi. Meclis’te konuştular bizim için ama AKP’ye destek veren MHP evet demediği için reddedildi. Biz kadınlar gece gündüz nöbetteyiz, asla da vazgeçmeyeceğiz. Zaten evi barkı bıraktık biz kendimizi bu nöbete vermişiz.” 
 
‘HER YERE KOŞUŞTURUYORUZ’
 
Meclis’e giden diğer kadınlar biri olan Emine Atalan, “Meclis’e kadar gittik ama oradan da net bir sonuç alamadık. Sadece biraz daha kendi durumumuz, kimin bize ne kadar yardımcı olduğunu gördük. Bu projenin topraklarımız için zehir olduğunu her yerde anlatıyoruz. Orada da anlattık. Bakın bu günde bu ÇED raporu toplantısındayız. Gözümüze uyku girmiyor, oradan oraya koşuşturuyoruz. Bu bizim en doğal hakkımız, topraklarımızı savunuyoruz” diye konuştu. 
 
MA / Nimet Ölmez