JES için olumlu rapor verilirse ağaçlar yok olacak!

img
İZMİR - Tire Başköy mahallesinde JES’lerin yapımı için “ÇED olumlu” raporu verilirse onlarca ceviz, incir ve zeytin ağacı yok olacak. Mahallede yaşayan ziraat teknisyeni Temel Tekin, “Ege’ye JES’ler yapılmaya devam edilirse en fazla 10 yıl içinde hayat biter. Her yer kuruyacak” uyarısında bulundu. 
 
Ege Bölgesi’nde birçok il ve ilçe Jeotermal Enerji Santrali (JES) şirketlerinin kıskacı altında. İzmir’in Tire ilçesine bağlı Başköy mahallesinde Yayla Yakası mevkiinde jeotermal kaynak için sondaj çalışması yapmak isteyen Pozitif Enerji Mühendislik Şirketi, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) için Valiliğe başvuruda bulundu. 
 
Firmanın ÇED olumlu raporu alması halinde, mahalle yakınında bulunan ve hazineye ait olan onlarca incir, zeytin ve ceviz ağaçları zarar görecek. 
 
Firma, İzmir Valiliği'ne yaptığı başvurusunda sondaj faaliyeti için toplamda 5 bin 431 metrekarelik bölgeyi ÇED alanı olarak belirledi. Projenin dosyasındaki bilgilere göre, proje sahası, 1/100 bin ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planı'nda orman alanı lejantında kalıyor. ÇED olumu görüşü çıktığı takdirde, sondaj için toplamda 1218 metrekarelik alan üzerinde öncelikle bitkisel toprak sıyırma işlemleri gerçekleştirilecek.  
 
PROJE İÇİN 950 BİN TL HARCANACAK
 
Öte yandan sondaj çalışmalarının yapıldığı sırada ağır iş makinelerinin kullanılacağı proje kapsamında 20 metreden fazla alanda gürültü kirliliği oluşacak. Yine sondaj çalışmaları için 13 metre küp suyun kullanılacağı proje için 950 bin TL  harcama yapılacak.
 
Bölgede yaşayan yurttaşlar ise projeye oldukça tepkili. Bu yüzden imza toplayan yurttaşlar, hafta içinde sonda araması yapılmak istenen alana gelen firma mühendislerine de tepki göstererek çalışma yapılmasına izin vermedi.  
 
MUHTAR: JES’E İZİN VERMEYECEĞİZ
 
Başköy Mahalle Muhtarı Salih Gülmez, Tire’de bulunan insanların çoğunun tarımla uğraştığını belirterek, zeytin, incir ve ceviz ağaçlarının JES’ten etkileneceğini söyledi. Ne olursa olsun JES’lerin karşısında duracaklarını dile getiren Gülmez, 10 yıldan bu yana Aydın’ın Germencik ilçesinde JES’ler yapıldığı için tarım işçilerinin üretemez hale geldiğini belirtti. Gülmez, “Burada herkes üretim için emek harcıyor. Herkes bundan ekmek kazanıyor. Bütün meyve ve sebzemizi organik yetiştiriyoruz. İncirleri, kuru incir olarak ihracat yapıyoruz. 20 yıldır incir yetiştiriyoruz” dedi. 
 
JES firmasının ismini 1 ay önce öğrendiklerini ve firmanın 2016 yılından bu yana bölgede gizlice çalışma yürüttüğünü kaydeden Gülmez, şöyle devam etti: “Şimdi de kazı kuyu için rapor almak istiyorlar. Biz ÇED olumlu raporu verilsin istemiyoruz. Aslında yetkili kurumlara başvurduk. Tire Kaymakamlığı’na vermek üzere imza topladık. En kısa zamanda dava da açacağız. ÇED raporunun iptali için Valiliğe başvurduk. Bunun yanında Ziraat Mühendisleri Odası, tarım ve kooperatiflerimiz ile beraber mücadele edeceğiz. Sondaja asla müsaade etmeyeceğiz.” 
 
‘JES OLAN YERLERDE AĞAÇ YETİŞMİYOR’ 
 
Çevre Koruma Ve Yeşillendirme Derneği Başkanı Süleyman Höyük de, firmanın ÇED başvurusu yaptığından bu yana JES kuyularına karşı hayır kampanyası başlattıklarını söyledi. JES kuyularını Türkiye’nin hiçbir yerinde istemediklerinin altını çizen Höyük, “Türkiye’de JES’lere ihtiyaç var mı?  JES’ler belki de en kullanılabilir enerji dalıdır; ama bunun yeterli olmadığını da biliyoruz. Yeterli olsa bile JES kuyularına burada ihtiyaç olduğunu zannetmiyoruz. Biz Aydın, Muğla ve birçok il gördük. JES yapılan yerlerde artık üretim yapılmadığını da gördük. Orada insan eliyle oluşturulan bir afet bölgesi var. JES afet bölgelerinde hiçbir meyve ve sebze ağacının organik yetişmediğini gördük. Kesinlikle karşıyız. Devletin JES’lerle ilgili çıkarı yoksa bizimle beraber yer alsın ve geri adım atsın” dedi. 
 
‘JES’LERE DEVAM EDİLİRSE 10 YIL İÇİNDE HAYAT BİTER’ 
 
Başköy mahallesinde yaşayan ziraat teknisyeni Temel Tekin de, JES kuyuları açıldığı takdirde felaketlerin ardı arkası kesilmeyeceğini ifade etti. Temel, firmanın JES kuyularını Başköy mahalle sahasının tam ortasına açtığını dile getirerek, “Buranın rüzgarı sadece bu vadi içerisinde aşağıdan yukarı esiyor. Bu mahalleden çıkacak JES buharlarının herhangi bir yere gitme şansı yok. İncirin kalitesi olarak konuşursak; denildiği gibi dünyanın en kaliteli inciri burada çıkıyor. Sadece incir değil buraya has yetişen ürünleri de biliyorum. JES’lere izin verenler, masa başında nasıl karar vermişler ve Tire’yi ne kadar tanıyorlar bilmiyoruz. Vadinin içerisine çökecek sülfürlü bir duman sadece iki yönlü bir rüzgar var. JES, bu köyün dışında en az 8 köyü etkiliyor. Söyleyecek bir laf bulamıyoruz. JES’lere izin verenlerin bu memlekete kastı olanlardır. Yani yılın 300 günü güneş alan bir şehirde neden tarla kurmuyorlar, üretim yapmıyorlar, toprakları verimlilik için kullanmıyorlar? Neden JES’ler ile bu kadar uğraşıyorlar? Bu ülkede her şey de olduğu gibi sanayi, tarım ve birçok şeye önem verilmiyor ve kontrolsüz yapılıyor. Atık suların burada döndüğünü düşünürsek burası çöle döner. Ege’ye JES’ler yapılmaya devam edilirse en fazla 10 yıl içinde hayat biter. Her yer kuruyacak. Bunun hesabını yapamıyorlar. Sadece para gelsin mantıkları var” diye konuştu.  
 
‘VERİMLİLİK YÜZDE 90’DAN 15’E DÜŞTÜ’ 
 
Başköy mahallesinde doğup büyüyen 86 yaşındaki Hüseyin Uzgar da, ekonomik çıkarlar için enerjinin bahane edildiğini ifade ederek, buradaki insanların tarım ile geçimlerini sağladıklarını belirtti. Çocukları ve torunları için JES kuyularının açılmasını istemediğini aktaran Uzgar, şunları söyledi: “Ben yaşadım yaşayacağım kadar. Bundan sonra ailem için torunlarımın güzel geleceği için mücadele ediyorum. Ben burada hep tarımla uğraştım için incir üreticiliği yaptım. Şimdi çocuklarım ve torunlarım yapıyor. JES kuyuları açıldığı takdirde incir tamamen bitecek. Eskiden incir üretiminde yüzde 90 verim alıyorduk. Zeytin ve üzümde de verim boldu. Şimdi her geçen gün doğanın dengesiyle oynanarak verimlilik düşüyor. Verimlilik yüzde 15 oldu. Bir incir ağacının çok zor şartlar altında yetiştirildiğini kimse bilemez. Taşlı kayalık olan yerler; yani incir dikimin elverişli yer haline getirilmesi için muazzam emek veriyoruz. Bir incir ağacına sahip olmak için 8 yıl geçmesi lazım. Burada incirden başka bir gelir yok. Eğer JES yaparlarsa bize bir şey kalmayacak. Buna izin vermeyeceğiz.” 
 
MA / Ruken Demir – Ayşe Sürme