‘Dersim coğrafyası sit alanı ilan edilsin’

img
DERSİM – Dersim coğrafyası baraj, HES ve madencilik projeleri ile insansızlaştırılarak yok edilmek isteniyor. Dersim Baro Başkanı Barış Yıldırım, tüm projelerin gerçekleştirilmesi halinde Dersim diye bir bölge kalmayacağını belirterek, coğrafyanın koruma altına alınarak doğal sit alanı ilan edilmesini istedi. 
 
Yaban hayatı ve bitki türü bakımından en zengin bölgelerin başında gelen Dersim coğrafyası, yürütülen politikalarla yok edilmeye çalışılıyor. Özelikle HES ve baraj projeleri ile insansızlaştırılması hedeflenen Dersim’de halk, örgütlendi, projelere karşı tepkisini ortaya koydu, projelerin durdurulması ve iptalini yargıya taşıdı. Doğaları için çetin bir mücadele veren halk, topraklarını terk etmedi. 
 
5 BARAJ, 3 HES PROJESİ MEVCUT
 
Dersim Barosu’nun verilerine göre; Dersim’deki akarsular üzerinde bugüne karar 27 HES ve baraj projesinin yapım kararı alındı. Bunlardan Keban, Seyrantepe, Uzunçayır, Tatar ve Pembelik baraj projeleri tamamlandı. Ayrıca biri Çemişgezek’te, biri Munzur Milli Park sınırları içerisinde (kaçak şekilde inşa edilen Mercan regülatör-HES), diğeri de Dersim merkezde Dinar suyu üzerinde (regülatör-HES) olmak üzere kanal tipi 3 HES projesi inşa edildi. 
 
PERİ COĞRAFYASI YOK OLDU
 
Bingöl-Elazığ-Dersim sınırları içesinde yer alan Peri Çayı üzerinde 3 tane baraj inşa edilirken, barajların kaçak bir şekilde inşa edildiği belirtildi. Dersim Barosu tarafından yapılan araştırmaya göre, Peri Çayı üzerinde 6 baraj ve 9 HES Projesi inşa edildi. Bu projeler ile Peri Çayı coğrafyası yok oldu. 
 
YAPIMI PLANLANAN PROJELER
 
Yine Çemizgezek ilçesinde tarihi mağaraların bulunduğu bölgede Tagar HES Projesi inşa edilmek istenmesi, büyük tehlikeleri beraberinde getirecek. Projenin hayata geçirilmek istendiği ilçede dağ keçileri ile insanlar iç içe yaşıyor. Burası su samurların yoğun olduğu bir yer olarak da biliniyor. Proje yapılırsa oradaki canlıların yaşaması imkansız hale gelecek, tarihi yerler de zarar görecek. Yine Pülümür Çayı, Mutu Şampaşa deresi, Hozat’ta İn deresi, Pertek’de Singeç çayı ve Çemişgezek ilçesinde, baraj ve HES projelerinin yapımı planlanıyor. 
 
145 MADEN PROJESİNE RUHSAT VERİLDİ 
 
Bölge baraj ve HES projelerinin yanı sıra madencilik projelerinin de yoğun tehdidi altında. Dersim bölgesinde 145 tane maden projesine ruhsat verilirken, Munzur havzasında 43 bin 350.87 hektar bir saha maden projeleri ile ruhsatlandırıldı. Bu projeler Munzur gözelerinden başlayıp Dersim merkeze kadar uzanıyor. Yine Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları içerisinde Çemberlitaş ve Otlu Bahçe köylerinde 400 hektarlık bir sahada gerçekleştirilmesi istenen bakır madenciliği projesi bulunuyor. Pertek ilçesi Koçpınar köyünde ise mermercilik projesi hayata geçirilmek isteniyor.
 
VADİ DE YAPIMI PLANLANAN PROJELER ARTIK HUKUKEN İMKANSIZ
 
Munzur Vadisi Milli Park sınırları içerisinde toplamda 4 baraj ve 6 HES projesi ön görülüyordu. Munzur Vadisi üzerinde yapımı planlanan en büyük baraj projesi ise Konaktepe Barajı ile Konaktepe 1 ve 2 HES projeleriydi. Ancak geçtiğimiz günlerde Danıştay tarafından bu projeler, “çevre mevzuatına aykırı” gerekçesiyle durduruldu. Bu kararla birlikte yapılması planlanan projelerin, çevresel etkileri araştırılmadan yapılması hukuken imkânsız hale geldi. 
 
‘MUNZUR VADİSİ DÜNYA MİLLİ PARKINDAN DAHA ZENGİN’
 
Dersim Baro Başkanı Barış Yıldırım, Dersim doğasını hedef alan projelere dikkat çekerek, özelikle Munzur Vadisi Milli Parkı’nın önemine değindi. Munzur Vadisi Milli Parkı’nın Türkiye’deki 43 Milli Parktan biri olduğunu hatırlatan Yıldırım, endemik florası fantastik zenginliği ile Türkiye’deki en güçlü milli parkı olduğunu söyledi. Yıldırım, parkın Avrupa ve dünya ölçeğinde en önemli milli parklar içerisinde yerini aldığını anımsatarak, “Dünyanın ilk Milli parkı Amerika da bulunuyor. Oradaki parkın ortalama büyüklüğü Munzur’dan 20 kat büyüklüğünde. Ancak Munzur’daki çeşitlilik ABD’deki milli parktan çok daha fazla. Munzur Vadisi’nde bin 600 tane bitki türü mevcut, bunların yüzde 18’i endemiktir. Yine yaban hayvanlarının en yoğun olduğu bir yerdir” diye belirtti. 
 
‘MUNZUR VADİSİ KORUMA ALTINA ALINSIN’
 
Munzur Vadisi’nin ekosistem açısında korunması gerektiğini belirten Yıldırım, “Munzur Vadisi dünyanın en önemli kültürel doğal mirası haline getirilsin. Bu açıdan bakıldığında Munzur Vadisi dünya kültürel ve doğal miras korunmasına dair sözleşmesi uyarınca dünya kültür mirasına alınması gerekir. Dünya kültür mirasına alınması için baro olarak dava açtık. Yine bölgenin doğal sit alanı ilan edilmesi gerekir” diye konuştu. 
 
‘AKARSULARIN TAMAMINDA HES PROJELERİ MEVCUT’
 
Yıldırım, Dersim coğrafyasının Türkiye’nin en büyük su toplama hafızası olduğunu belirterek, “En önemli temel kaynak değerleri, Dersim coğrafyası içerisinde doğar. Akarsu ekosistem açısında çok güçlüdür. Bölgemizin en temel akarsuları Munzur, Pülümür çayı, Peri Çayı başta olmak üzere yine ilçelerde Hakis, Haskar, Hozat İn Köyü, Pertek Singeç, Çemişgezek Tagar dereleri de akar sulardır. Buraların da neredeyse tamamında HES projeleri söz konusudur” dedi.
 
 Yıldırım, Munzur Vadisi üzerinde yapımı planlanan projeler hakkında Danıştay’ın verdiği durdurma kararının olumlu olduğunu ancak iptalinin daha anlamlı olacağını anımsatarak, “Danıştay kararı ile Munzur Vadisi üzerinde herhangi bir proje yapılamaz, yapılması da hukuka aykırı olacaktır” dedi. 
 
‘PROJELERİN GERÇEKLEŞMESİ DERSİM’İN YOK OLUŞU DEMEK’
 
Dersim Barosu olarak her projeyi ayrı ayrı takip ettiklerini, iptal edilmesi için hukuki mücadele verdiklerini dile getiren Yıldırım, “Dersim doğası üzerinde yapılan projeler kültürel mirasa yöneliktir. Baraj ve HES projeleri halkın göçe zorlanmasına yöneliktir. Tüm projelerin gerçekleştirilmesi oranında Dersim diye bir bölge kalmayacaktır. Enerji şirketleri gözünü coğrafyamıza dikmiş ancak bizde hukuksal mücadele ile halkla birlikte çoğunu engellemeyi başarabildik. Yapılması planlananlar içinde mücadelemiz sürecektir” şeklinde konuştu.
 
MA / Semra Turan