Yıllardır çözüm üretemediler: İzmir nükleer atıklarla baş başa bırakıldı

img

İZMİR –Gaziemir’de nükleer atıkların gömülü olduğu ortaya çıkan kurşun fabrikasındaki atıklara yıllardır çözüm bulunabilmiş değil. Mahalle sakinleri adeta nükleer atıklarla baş başa bırakılmış durumda.

Dünyada 5 Haziran Dünya Çevre Günü etkinlikleri kapsamında doğa savunucuları çeşitli etkinliklerle çevre duyarlılığını artırmak isterken bir taraftan da doğanın tahribatı hız kesmeden devam ediyor. İzmir'in Gaziemir ilçesine bağlı Aydın mahallesinde 1944 yılından bu yana kurulu bulunan Sedat Avcı Kurşun Fabrikası 2010 yılında kapatılmıştı. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), 2012 yılında yaptığı incelemede bölgede radyoaktif atıkların olduğunu resmen tespit ederek, düzenli bertaraf edilmesi gerektiği tespitinde bulundu. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca adım atılmazken, hazırlanan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’ndaki eksiklikler nedeniyle Ekolojistler ve mahalle sakinleri itiraz etti. 
 
İtirazın ardından 2015 yılında çalışmalar durduruldu. 2017 yılında yeniden başlayan çalışmaların da firmanın yapısında yaşanan değişiklikler nedeniyle durduğu ortaya çıkmıştı. Daha sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü tehlikeli atık uzmanı emekli öğretim üyesi Enver Yaser Küçükgül’ün yaptığı ölçümlerde, bölgedeki radyasyon seviyesi Dünya Atom Enerji Komisyonu Radyasyon Güvenliği Dairesi’nin normal kabul ettiği seviyenin 219 kat üstünde çıktı.
 
NÜKLEER ATIK KOKUSU HAVAYI KAPLAMIŞ
 
Atıklar halen ulu orta duruyor. Bu nedene tehlike saçmaya devam ediyor. Kapatılan fabrikanın yaklaşık 300 metre mesafesinde yaklaşık 200 öğrencinin okuduğu bir ilkokul bulunurken, kimyasal koku mahalleyi sarmış durumda. Mahalleli kokuya karşı duyarlılığını yitirdiği için fark etmese de ilk defa giden biri için ağır ve rahatsız edici bir koku havayı kaplamış durumda. 
 
İNCELEME YAPMA GEREĞİ DUYULMUYOR
 
Nükleer atık nedeniyle bölgede çok sayıda kanser vakası yaşandığı bilinen bir gerçek. Yine hamile kadınların düşük yaptığı söylentileri de azımsanmayacak durumda. Ancak tüm bu iddialara rağmen Sağlık Bakanlığı bugüne kadar herhangi bir inceleme yapma gereği duymadı. Atıkların nasıl taşınacağı ve bertaraf edileceği de tartışmalı.
 
MAHALLE SAKİNLERİ YILLARDIR ÇÖZÜM ARIYOR 
 
Bölgedeki faaliyetleri yakından takip eden Ege Çevre Platformu (EGEÇEP), İzmir Çevre Platformu (İZÇEP) ve avukat Arif Ali Cangı ile mahalle sakinlerinin atıkların taşınma şekline dair hazırlanan ÇED raporuna yapmış oldukları ikinci itiraz sonrası başlayan yargı süreci de devam ediyor. Yaşam savunucularının ayrıca bölgedeki yurttaşları bilgilendirmek amacıyla yıllardan bu yana yaptıkları çalışmalar da sürüyor. Son olarak 5 Haziran dolayısıyla yine mahalle sakinleri ile yaşam savunucuları bir araya gelerek, süreci ve bundan sonra yapılacakları tartıştı. Toplantıda ortaya çıkan genel kanı hukuki mücadelenin yani sıra halkın itirazlarının yüksek sesle dillendirmesinin zeminini oluşturmak şeklinde oldu.
 
‘HALK RADYOAKTİF ATIKLARLA BAŞBAŞA BIRAKILDI’
 
Mahalle sakinlerinden Hüseyin Kandemir, bölgeyi gezerken atıkları ayrıştırmak için fabrika bahçesinde bulunan makineleri göstererek, kamyonlarla getirilen atıkların tazyikli suyla ayrıştırılmak istendiği bilgisini verdi. Ayrıştırma sırasında ortaya çıkan radyoaktif maddelerin toprağa karıştığını belirten Kandemir, fabrikanın hemen yanında bulunan dereye karışmaması için yapılan sete rağmen atıkların dereye karıştığını dile getirdi. Atıkların kent merkezinden denize kadar ulaştığını da belirten Kandemir, mahkemenin yürütmeyi durdurmasının ardından hiçbir firmanın atıkların taşınmasına yanaşmadığını belirtti. Firmaların yanaşmamasının sebebinin ayrıştırma işinin maliyetli olması ve istenilen teknolojinin Türkiye’de olmaması olduğunu belirten Kandemir, mahalle sakinleri ile İzmir halkının atıklarla baş başa bırakılmış olduğunu söyledi.
 
‘ATIKLAR PARKE TAŞI YAPILIP KENTLERE YAYILIYOR!’
 
Mahalle sakinlerinin sıkıntılarını dinlemek üzere mahalleye gelen HDP İzmir Milletvekili adayı Serpil Kemalbay da bölgeye dair bilgi alırken, bölge ile uzun zamandır ilgilenen HDK Ekoloji Meclisi Üyesi Ertuğrul Barka da önemli detaylar paylaştı. Fabrikada kurşun bulaşıklığı işleminin yapıldığı dönemlerde de Kimya Mühendisi olarak denetim yapmaya geldiğini belirten Barka, tehlikeli iş kolu olduğu ve ucuz iş gücü amacıyla fabrikada yıllarca Açık Cezaevlerinde İş Yurdu adı altında çalıştırılan tutukluların çalıştırıldığını söyledi. Nükleer atıkların Türkiye’ye çeşitli yollardan Avrupa’dan sokulduğunu ifade eden Barka, nükleer atıkların Türkiye’ye sokulmasının siyasi sorumluları olduğunun altını çizdi. Barka, bölgenin incelenmesinin ve mercek altına alınması gerektiğine dikkat çekerken, atıkların önce tarım arazilerine atıldığını fark edilmesi üzerine ise, parke taşı yapılıp şehirlere yayımak suretiyle yok edilmeye çalışıldığı bilgisini verdi. Barka, kentin radyoaktif tehdit altında olmasına rağmen adım atılmıyor olmasının insan sağlığından uzak bir yaklaşım olduğunu belirtti.