Diyarbakır’ın tek hava koridoru olarak nitelendirilen Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü’nün kullandığı 28 bin 500 metrekarelik alan, bir süre önce Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilerek yapılaşmaya açıldı. Sözkonusu alanda 5 bin kişilik devasa Merkez Cami inşaatına başlanmasının yanı sıra yıkılan Diyarbakır Stadyumu’nun yerine de devasa bir AVM yapımına başlanması ile hava koridoru anlamını yitirdi. 

 

Kayyum atanmadan önce Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Mimarlar Odası Şubesi başta olmak üzere kentin sivil toplum örgütlerinin itirazlarına rağmen Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü alınan yapılaşma kararından dönmemiş, Danıştay’a taşınan davadan ise sonuç alınamamıştı. 

 

Kentin merkezi bölgesinde yer alıp, aynı zamanda bu zamana kadar korunmuş nadir yeşil alanları barındıran her ili noktada cami ve AVM inşasına başlanması, beraberinde bir çok sorunu da getirdi. 

 

Diyarbakır’a “Doğunun Paris’i” denilmesinin nedeninin, kentin planlamasında Paris’in yeşil kuşak hava koridoru planlamasının örnek alınması olduğunu söyleyen TMMOB Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Fatih Tekin, ancak başlanan inşaatlarla kentin bu tek hava koridorunu kaybettiğini vurguladı. 

 

‘GİRİŞE CAMİ, ÇIKIŞA AVM’

 

Tekin, yapılan planlamanın yerleşim yerlerine temiz oksijenin geçişini sağlama amacı taşıdığını söyleyerek, “Dicle vadisinde gelen rüzgarın askeri tesislerin olduğu bölümden girip Karayolları yerleşkesi üzerinden devam edip, Anıt park, kütüphane, stadyum ve DSİ kampüsü ile beraber Dicle Vadisi’ne bağlanarak Yenişehir için hava koridoru haline getirildi. Ancak 2013 yılında Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapılan plan değişiklikleri ile koridorun giriş kısmı olan Karayolları yerleşkesine devasa bir cami yapıldı. İkincisi koridorun çıkış noktasında olan stadyum yıkılarak yerine yine devasa bir AVM inşaatına başlandı. Koridor giriş ve çıkışın kapanmasıyla anlamını yitirdi” dedi. 

 

‘TOPLANMA MERKEZİ KALMADI’

 

Cami ve AVM’nin yapıldığı alanların aynı zamanda olası doğal afetlerde toplanma merkezleri olduğunu ifade eden Tekin, “Yapılaşmaya açılan bölgeler yaşanan bir deprem sonrası acil eylem planı içerisinde toplanılması gereken alanlardı. Plan değişiklikleri ile beraber yaşanılacak olası bir doğal afette toplanacak alan kalmadı” uyarısı yaptı.

 

Tekin, planlamanın var olan trafik sorununu tıkanma noktasına getireceğini de söyledi. Tekin, “Plan değişikliğinin ortaya çıkardığı bir diğer büyük sorun var trafik sıkıntısının çözümünü imkansız hale getirmesi. Yapılaşma ile birlikte ilerde trafik sorununa karşı bir otopark veya yol genişletme kararı alınamayacaktır. Yani var olan trafik sorunu iki kat artacaktır” diye ekledi. 

 

MA / Lezgin Akdeniz