EGEÇEP Sözcüsü: Zeytin ağacı hiç bu kadar istismar edilmememişti

img
İZMİR - Yürütülen Efrin operasyonuna “Zeytin Dalı Harekatı” isminin verilmesine tepki gösteren EGEÇEP Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Ali Osman Karababa, “Kadim zamanlardan bu yana barışın simgesi sayılan zeytin ağacı, tarihin hiçbir döneminde bu kadar istismar edilmemiştir” dedi. 
 
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) üyeleri, 12’nci Kurultay’larını gerçekleştirmek üzere Tepekule Kongre Merkezi’nde bir araya geldi. Kurultay’da konuşan EGEÇEP Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Ali Osman Karababa, ekoloji anlamında geçtiğimiz dönem çok ciddi tahribatların yaşandığını ifade etti.
 
Konuşmasında yürütülen Efrin operasyonuna “Zeytin Dalı Harekatı” isminin verilmesine değinen Karababa, “Kadim zamanlardan bu yana barışın simgesi sayılan zeytin ağacı, tarihin hiçbir döneminde bu kadar istismar edilmemiştir” dedi. 
 
Zeytin ağacı ve zeytin dalının bütün kutsal kitaplarda, ortak kültürel mirasta ve efsanelerde hep barışın simgesi olduğunu vurgulayan Karababa, zeytin dalının bir savaşın adı olarak kullanılmasının, iktidarın zeytin ağacına bakış açısının bir ürünü olduğunu dile getirdi.
 
‘OHAL ŞİRKETLER LEHİNE İŞLEDİ’ 
 
Son 2 yıldır doğanın katledilmesine devam edildiğini söyleyen Karababa, 2017 yılında çevre katliamları yapılırken OHAL kalkanının sonuna kadar kullanıldığını belirti. OHAL’in şirketlerin lehine işlediğini ifade eden Karababa, karşı çıkanların ise baskı altına alındığını ve protestoların en baştan önlendiğini ifade etti. 
 
Karabağ, bu konuda Antalya’nın Finike ilçesinde sedir ormanlarını koruma mücadelesi veren Ali ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin 2017 yılında öldürülmesini hatırlatıp, bu cinayetlerin ekoloji mücadele tarihinde dönüm noktası olduğunu dile getirdi. 
 
İktidarın taş ocakları, yol ve inşaat yapım politikaları yüzünden orman, mera ve tarım arazilerinin kabus haline geldiğini kaydedem Karababa, halkın değişik sorunlarla mücadele etmek zorunda kaldığını söyledi. 
 
‘TÜM KAZANIMLARIMIZ ELİMİZDEN ALINDI’
 
Hukuki mücadele vermenin bu dönemde çok zor olduğunu belirten Karababa, şöyle devam etti: “Yaşam alanlarımızı savunmak ve hakkımızı aramak ülke yargısının bugünkü durumunda çok zorlaştırılmış olsa da yasalardan doğan hakkımızı sonuna kadar aramakta kararlıyız. Nitekim Kozak Yaylası’nda Yerlitahtacı ve Gelintepe Altın Madenleri ile Enka Termik Santrallerine karşı takip ettiğimiz davalar olumlu sonuçlanmış, bu projeler iptal edilmiştir. Yıllarca emek verip, üç kuruşu ucu ucuna denkleştirerek maddi külfetini karşıladığımız birçok davayı kazanmış olmamıza rağmen, 2009/7 Genelgesi adlı ‘Ucube bir genelge’ ile kazanımlarımız bir kalemde elimizden alınıp tekrar başa dönmemiz ülkedeki yargı sisteminin ne kadar sorunluğu olduğunun bir göstergesidir.” 
 
‘BİRLEŞEREK DİRENECEĞİZ’
 
EGEÇEP olarak çevre sorunlarına, şirketlerin yaşam alanlarına yönelik talan girişimlerine karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden Karababa, “Ekoloji mücadelesinin bir bütün olduğunu, Karadeniz’deki HES, Artvin’deki maden, Trakya’daki taş ocağı, Akdeniz’de adeta kalbini oyan mermer işletmeleri, Kazdağı’nda Termik Santral, Diyarbakır Sur’un yıkımı ve Cudi Dağı’ndaki yangının da herkesi ilgilendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizler gibi yaşam alanlarını koruma mücadelesi veren yaşam savunucusu kardeşlerimizle, ekoloji örgütleri ile birlikte birleşerek direneceğiz” dedi.
 
Divan oluşturulmasının ardından gelen mesajların okunmasıyla başlayan Kurultay, genel kurul seçimleri ile devam ediyor.