'Kanal İstanbul' güzerganında 5 yılda bile çok şey değişti

img

İSTANBUL - ‘Kanal İstanbul’ projesine dikkat çekmek için 5 yıl önce “İki deniz arası” adıyla izlediği yürüyüş rotası, projenin belirlenen güzergahı ile hemen hemen örtüşen İnşaat Mühendisi ve Fotoğraf sanatçısı Serkan Taycan, bu sürede bile bölgedeki bir çok yeşil alanın tahrip edildiğini ifade etti.

İsmi ilk olarak 2011’de zikredilmeye başlanan ‘Kanal İstanbul’ projesinin güzergâhı 7 yıl sonra geçtiğimi 15 Ocak’ta belli oldu. Projeye göre kanal Küçükçekmece, Sazlıdere, Durusu hattından geçecek. Uzmanlara göre ise, hazırlanan proje, o güzergâhında bulunan doğal ve yerleşim alanlarında ciddi tahribatlar yaratacak. Yine 3. Havalimanı ve 3. Köprü’nün büyük oranda yok ettiği Kuzey Ormanları da, proje ile çok daha büyük zarar görecek.
 
İnşaat Mühendisi ve Fotoğraf Sanatçısı olan Serkan Taycan, projenin yol açacağı bu yıkıma dikkat çekmek için 5 yıl önce “İki deniz arası” adını verdiği bir rotada yürüdü. Karadeniz ve Marmara denizi arasında yapılan bu 4 günlük yürüyüşün rotası, bugün kesin olarak açıklanan Kanal İstanbul güzergâhıyla hemen hemen aynı. 
 
Aynı zamanda bir sanat projesi olarak başladığı hazırladığı rotayı, İstanbul’un dönüşen ekolojisine refleks vermek ve kanal projesine dair farkındalığı arttırmak için yürüdüğünü dile getiren Serkan Taycan “Bu, insanların iktidarın kazmayla, kürekle, kepçeyle yaptığı şeye yürüyerek karşı çıkma eylemidir” dedi.   
 
5 YILDA YEŞİL ALANLAR YOK OLDU
 
Yürüyüş rotasına dair haritayı 5 yıl önce hazırladığı dönemde çok sayıda yeşil alan bulunduğunu belirten Taycan, aradan geçen bu kısa sürede bir birçok tahribatın yaşandığını, yaşanan bu değişim nedeniyle haritanın yeniden güncellenmesi gerektiğini söyledi. Taycan doğada yaşanan tahribatı şu sözlerle anlattı; “Birincisi, havalimanı yapıldı. Havalimanı çok büyük bir inşaat arazisidir. Halen daha devam ediyor. Müthiş büyük bir alan ve ona gelen yollar da dahil olmak üzere çok büyük tahribatlar da yaşandı. Onun çevresinde oluşturulan diğer yapılarla birlikte büyük bir alan tahribata uğradı. Kanala ait bir şey yapılmadı hala. Ama 4 ay önce bir yürüyüşte fark ettim ki sondaj çalışmaları yapılıyor. İlk defa biri o zaman bana kanal için çalıştığını söyledi.” 
 
Yürüyüş yaptığı güzergâhın demografik ve sosyal durumunu devamlı değiştiğini aktaran Taycan, arsaların hangi rantlarla kim tarafından kaç defa el değiştirdiğini bilmediklerini belirtti. Taycan, “Hepsi gizli kapaklı perdelerin arkasında yaşanıyor. Değişen ve dönüşen bir dünya var burada ama o dünyayı fiziksel olarak görmesek bile etkilerini gelecekte çok daha fazla göreceğiz” diye belirtti.
 
BOĞAZIN DENGESİ BOZULACAK
 
Kanal İstanbul inşaatının yine 5 yıl süreceği söylemlerine değinen Taycan, bu süreçte ekolojik olarak ciddi tahribat yaşanacağını ifade etti. 
 
Kanal İstanbul’un yapılmasıyla birlikte Karadeniz’in Marmara Denizi’ne olumsuz etkilerinin olacağını dile getiren Taycan, “Boğaz’ın çok özel bir ekolojik dengesi var. İki taraflı çalışan bir akıntı özelliği var. Ona ne kadar büyük tahribat yapılacağı bilinmiyor. Onunla birlikte Kanal İstanbul’un çevresinde yapılacak olan inşaatlar ve inşaatlardan sonra yapılacak olan konutlar, iş yerleri ve İstanbul’un nüfusunun buraya taşınmasından bahsediliyor. Zaten fazla nüfustan patlayacak şehir. İstanbul zaten kentsel olarak birçok sorunla baş başadır, bu sorunlar gittikçe artacak. Kentsel yoksulluk da bununla birlikte artacak. Yani olumsuz anlamda sınırsız sosyal ve ekolojik etkiler yaratacak” ifadelerini kullandı. 
 
‘YAPMIŞLIKLARLA YAPILACAKLAR ORTADA’
 
Taycan, etkileri değerlendirilmeden yapılan Kanal İstanbul’un geri dönüşümsüz sorunlara yaratacağı görüşünde. 
 
İktidarın Kanal İstanbul gibi projelerle halk üzerinde güç gösterisi yapmaya çalıştığını söyleyen Taycan, “Kanal İstanbul, bütün global liberal düzene eklemlenme çabasıdır. Bununda yan etkilerini gerek yaşadığımız çevrede gerek doğa tahribatıyla hepsini hissediyoruz. İktidarın, ‘İstanbul’a ihanet ettik’ sözleri samimi söylemler değil. Yani yapmışlıklar ortada, yapılacaklar ortadayken söylemler bana samimi gelmiyor açıkçası” dedi.
 
EKOLOJİK BİR TOPLUMU NASIL İNŞA EDECEĞİZ 
 
Yine projenin ömrünün 100 yıl olacağına dikkat çeken Taycan, "İnsanoğlu olarak doğayı bu kadar kullanmaya muktedir miyiz? Asıl sorun orada. Doğayla baş etmek mi onunla yaşamak mı zorundayız? Daha ekolojik bir toplumun temellerini nasıl inşa edeceğiz? Asıl mevzu bu” diye belirtti. 
 
 
MA / Muhammet Doğru