ŞIRNAK - Cudi ve Gabar dağlarının eteklerinde yıllardır arıcılık yapan yurttaşlar, bu yıl yaşanan orman yangınları ve ağaç kesimlerinden dolayı işlerinin bitme noktasına geldiğini söyledi.
Şırnak’ın Balveren beldesinde yıllardır arıcılık yapan yurttaşlar, bu yıl istedikleri verimi alamadı. Her yıl Cudi ve Gabar dağlarının yüksek kesimlerindeki zengin bitki örtüsü ve doğal zenginliğin olduğu bölgelere çıkan balcılar, bu yıl gittikleri yerlerden erken dönmek zorunda kaldı. Organik bal üreten yurttaşlar, bu yıl çıkan orman yangınları ve kesilen ağaçlardan kaynaklı bekledikleri verimi alamadı. Arıcılar, bölgede yangınların devam etmesi durumunda arıcılığın biteceğine dikkati çekerek, bazı bölgelerde ise yanacak tek bir ağacın kalmadığını vurguladı.
YANGINLAR TAHRİBATA NEDEN OLDU
Yıllardan beridir arıcılık yaparak geçimini sağlayan Abdulcelil Yıldız, yangınların ciddi bir tahribat oluşturduğuna dikkati çekerek, “Balveren Beldesi bal üretimiyle meşhur bir yerdir. Bizler gideceğimiz yaylaları önceden seçip öyle gideriz. Her yıl geçen yıla oranla daha fazla bal üretimi olurdu. Ama bu yıl o verimi sağlayamadık. Bölgede yaşanan orman yangınları ve ağaç kıyımı arılar üzerinde olumsuz bir etki yarattı. Bu bölgede arıcılık yapmak artık çok zor bir hale geldi. Herhangi bir şirket veya fabrikaya bağlı olmadığımız için bazen ürettiğimiz bal elimizde kalabiliyor. Bu bölgenin çok zengin bir doğası var. Ama bu yangınlar ciddi bir tahribata neden oldu. Mevsim hiç fark etmiyor. Yangınlar ne zaman olursa olsun illa ki arılar zarar görüyor. Bu yıl biz bir kilo bal bile satamadık. Çünkü istediğimiz bal bu yıl üretilmedi. Bu da bu yangınlardan kaynaklıdır. Bu bölgede yaşanan yangınlara müdahale edilmesi gerekir. Yoksa bölgede ki bütün geçim kaynakları tükenecek. Ağacı kestiğinizde, bitkileri yaktığınızda arı da kalmaz. Bundan kaynaklı bu yangınlar derhal söndürülmelidir” diye belirtti.
'YAYLALARDAN ERKEN DÖNDÜK'
Arıcılardan Beşir Katar ise 6 yıldır arıcılık yaptığın hatırlatarak, “100’e yakın arı kovanım var. Her yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte arılarımızı ağaçların en fazla olduğu yere götürürüz. Ama bu yıl ki yangınlardan dolayı bizler ciddi bir zararla karşı karşıya kaldık. Yangın çıkan bölgelerde binlerce bıttım, badem, armut ve üzüm bağı yok oldu. Arılar bu ağaçlardan faydalanıyordu. Ama yangınlar her şeyi bitirdi. Bu yıl ne bal üretimi oldu ne de elde arı kaldı. Bölgede büyük bir doğa katliamı oldu” dedi.
ARILAR O ÇİÇEĞE KONMAZSA...
Sonbahar mevsiminde daha çok Cudi Dağı’nın eteklerini tercih ettiklerini belirten Katar, şöyle devam etti: “Çünkü sonbahar yağmurlarının ardında Cudi’de adını bilmediğimiz özel bir çiçek yeniden yeşeriyor ve arılar bu çiçeğe konuyor. Arıların bu çiçeğe konması ile birlikte üreme oluyor. Bu üreme ile birlikte bu arı çeşidi artmış oluyor. Ama arılar bu çiçeği görmediğinde 100 arıdan geriye sadece 50 arı kalabiliyor. Bu yıl bizler kalamadık. Normal şartlarda sonbaharın sonlarına kadar yaylalarda kalıyoruz. Daha yaz bitmeden yaylalardan şehir merkezine gelmek zorunda kaldık. Arılarımız yangından zarar görmesin diye erken döndük. Yangınlar arılar için bir tehdit. Bölgede bu yangınlar bu şekilde devam ederse arıcılık adına bir şey kalmaz.”
‘ELİNİZİ DOĞAMIZDAN ÇEKİN’
“Biz vatandaş gidip bir ağaç kesse ya da yaksa ona para cezası veriliyor” diyen Katar, sözlerini şöyle tamamladı: “Ama bugün bu bölgede bulunan bütün ağaçlar yakıldı ve kimse ses etmiyor. Bugün mühim olan bu doğa katliamına dur demektir. Türkiye’nin batısında herhangi bir yerde yangın çıktığında helikopterlerle müdahale ediyorlar ama bugün burada çıktığında ne müdahale ediyorlar ne de müdahale etmek isteyenlere izin veriyorlar. Bizim tek isteğimiz şudur; elinizi doğamızdan ve geçim kaynaklarımızdan çekin.”
MA / Zeynep Durgut