ŞIRNAK - Yangınların devam ettiği Cudi Dağı’nda incelemelerde bulunan ekolojistler, Botan’ın ekolojisinin tahrip edildiğini belirterek, halkın kitlesel bir şekilde söndürme çalışmalarına katılması çağrısında bulundu.
Cudi, Gabar, Besta bölgesinde askeri operasyon ve güvenlik nedeniyle başlayan yangınlar, 3 aydır farklı noktalarda aralıksız sürüyor. Son olarak Şırnak merkeze bağlı Kumçatı (Dêrgul) Beldesi’nin karşısında bulunan Gabar Dağı’nın zirvesinde başlayan yangın da yayılarak devam ediyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, yangınlara müdahalenin olmamasını protesto etmek amacıyla 3 günlük oturma eylemi gerçekleştirdi.
Oturma eyleminin ardından dayanışma amacıyla Mardin, Diyarbakır, Dersim ve Ankara’dan kente gelen ekolojistler, yangın bölgesinde incelemelerde bulundu.
‘BOTAN’IN EKOLOJİSİ MAHVEDİLİYOR’
Bölgedeki yangınlara karşı kente gelen isimlerden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dersim İl Eşbaşkanı ve Munzur Özgür Aksın Meclisi bileşenlerinden İbrahim Kasun, ekolojik yıkıma karşı en büyük mücadelenin verildiği Dersim’den Botan’a ses olmak için bölgeye geldiklerini söyledi. İncelemelerde bulunmak üzere gittikleri Cudi Dağı’nda çevreye verilen tahribatı yerinde gördüklerini belirten Kasun, “Cudi’nin nasıl yandığını ve Botan’ın ekolojisinin ne kadar mahvedildiğini burada gördük” dedi.
‘TERMİK SANTRAL FELAKETTİR’
Silopi’de 2009 yılında faaliyete geçen ve Cudi Dağı’nda yapılması planlanan termik santrallerinin doğaya verdiği zarara dikkat çeken Kasun, “Bu coğrafyanın ruhuna aykırı hareket edildiğinde, eko-sistemine müdahale edildiğinde, ne kadar aksi sorunlarla karşı karşıya kaldığımızı çok iyi gözlemlemekteyiz. Termik santral bir felakettir. Hem buranın tarımını bitirmiş hem hayvancılığı bitirmiş hem de her alanda tahribat yaratmış. Türkiye’de karbondioksit yayım oranı yüzde 70’i termik santralden kaynaklıdır. Karbondioksitin bu kadar yoğun olduğu ve çevre felaketine neden olduğu bir süreçte, bütün dünya termik santrallerden vazgeçerken, burada termik santral kurarak bölge halkını zehirlemek akıl işi değildir” ifadelerini kullandı.
YAŞ KESEN BAŞ KESER!
Yangınların güvenlik gerekçesiyle çıkarılmasına dikkat çeken Kasun, “Bu hiçbir akla ve bilime sığmıyor. Bu bir felakettir. Bir atasözü var; yaş kesen baş keser. Demek ki bunlar baş kesiyor. Bu bir çevre kırımıdır” diye konuştu.
YANGINI KİTLESEL SÖNDÜRMELİ
Türkiye’deki tüm ekolojist hareketlerin yangınlara karşı acil eylem örgütlenmesi planlaması gerektiğinin altını çizen Kasun, kent halkına da şu çağrıda bulundu: “Botan halkına da şunu söyleyebiliriz; bizim de ormanlarımız yakıldığında, güvenlik gerekçesiyle müdahale etmemize izin verilmiyor. Ama bizler bu yasakları delerek, kitlesel olarak gidip yangınları söndürüyorduk. Botan halkının da bu konu da duyarlı olması gerekiyor.”
DOĞA YAŞAMDIR
Ekolojistlerden Nurgül Yalay, geldiği Dersim’de de HES’lerle doğa katliamlarının yaşandığını ifade ederek, kent halkının doğasına sahip çıkması gerektiğini vurguladı. “Doğamız yaşamımızdır. Ekolojistlerin buraya sahip çıkması ve burada yanan her bir ağacın sesi olması gerekiyor” diyen Yalay, yangınlara karşı duyarlılık çağrısında bulundu.
‘BOTAN’IN DİRENİŞİNİ GÖRDÜK’
Dayanışma amacıyla kente gelen HDP Dersim İl Eşbaşkanı Nurşat Yeşil, bölgeye dönük doğa tahribatının son 30 yıldır süre geldiğine dikkat çekerek, Cudi’de devam eden yangınlara ilişkin şunları söyledi: “Bizim de hiç yabancısı olmadığımız, yangınları söndürmeye izin verilmeyen bir tutum burada da var. Bizler bunu daha önce Dersim’de yaşadık. ‘Yasaklı bölge’ gerekçesiyle orman yangınlarını söndürmemize izin vermeyen bir anlayış var. Bizler Dersim’de doğa mücadelesinden gelen insanlar olarak, bugün burada Botan halkının direnişini de gördük.”
Ülkedeki bütün ekoloji hareketlerinin birlikte mücadele etmesini gerektiğini söyleyen Yeşil, “Tek olduğumuz zaman sesimiz biraz cılız çıkıyor ama birlikte olduğumuz zaman güçlüyüz. O yüzden Karadeniz’i, Dersim’i, Kazdağılarını ve Botan’ı birbirine bağlayarak, güçlü bir ses çıkartabiliriz. Çevre mücadelemiz ancak böyle güçlü olabilir. Mücadelemizi her zorluğa karşı sürdüreceğiz” diye konuştu.
CANLILARIN YAŞAM HAKKI ELİNDEN ALINIYOR
Ankara’dan gelen Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi Üyesi Asrın Keleş, orman yangınlarının sürdüğü bölgede 3 gündür yaptıkları gözlemlerini raporlaştıracaklarını ve önümüzdeki günlerde kamuoyuna sunacaklarını aktardı. İncelemeleri ve yangın tehdidi altında bulunan köylere yaptıkları ziyaretler sonucunda; doğanın insansızlaştırılması ve insanların doğasızlaştırılmasının amaçlandığı tespitinde bulunan Keleş, yangınlarla milyonlarca canlının yaşam hakkının da elinden alındığına dikkat çekti.
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Doğa katliamlarına karşı örgütlülüğün önemine vurgu yapan Keleş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örgütlü olursak mücadelemizi sürdürebiliriz. Türkiye’nin her bir tarafında zaten bir talan bir yağma söz konusu. Biz Kavaklık direnişini nasıl desteklediysek, Kaz Dağlarını nasıl desteklemişsek, Şırnak’ta ki orman yangınlarını ve orman talanlarına da karşı duruyoruz. Buna karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Her fırsatta ‘şu kadar helikopterimiz, bu kadar arazözümüz, şu kadar yangın söndürme ekibimiz var’ diye övünen Tarım Bakanlığı’nın, acaba o alet edevatları Şırnak’ta işlem görmüyor mu? Öncellikle çağrımız kurum yetkililerine; görevlerini acil bir şekilde yerine getirmeleridir. İkinci çağrım da bütün duyarlı kurum, kuruluş ve ekoloji hareketlerinedir; Şırnak’ın ormanını da, Kazdağı’nın ormanlarını da biz bütün olarak görüyoruz. Bütün duyarlı ekoloji hareketleri gelin hep birlikte ortak bir ses olalım. Hep birlikte örgütlü mücadelemizi daha da büyütelim.”
MA / Müjdat Can - Zeynep Durgut