'Doğa için mücadele edenler en başta savaşa karşı durmalı' 2019-10-18 09:09:59 İSTANBUL / DİYARBAKIR - Ekolojik katliam ve yıkım olduğunu belirttiği savaşların, insan yaşamı ile birlikte geleceği de ortadan kaldırdığını belirten Ekolojist Koray Türkay, dolayısıyla doğa için mücadele edenlerin en başka savaşa karşı durması gerektiğini söyledi. Ekolojist Sergen Sucu ise, “Rojava’nın toprağına atılan kimyasal, yarın Kaz Dağları’na yağmur olarak düşecektir” dedi.   Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ne yönelik 9 Ekim’de başlattığı askeri operasyon hala devam ediyor. İçte ve dıştan yükselen tepkilere rağmen, ısrar edilen bu savaşın yol açtığı insani trajedinin yanı sıra yürek yakan bir diğer durum patlayan bombaların neden olduğu ekolojik yıkım.   Aynı zamanda Kadıköy Demokrasi Meclisi üyesi olan Ekolojist Koray Türkay, bugün Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik girişilen savaş ve diğer bütün savaşların aynı zamanda büyük ekolojik yıkımlara sebep olduğunu söyledi. Türkay, “Suriye operasyonu, AKP ve Saray rejiminin Türkiye’de yeraltı ve yerüstü kaynaklarına yapmış olduğu saldırının artık sınır ötesine taşındığı bir saldırı. Hem insan yaşamına hem de doğaya karşı girişilen bu saldırı kabul edilemez” dedi.   ‘GELECEĞİ DE ORTADAN KALDIRIYOR’   Türkay, gerçek bu iken operasyona “Barış Pınarı Harekatı” adı verilmesine de tepkili.    Girişilen saldırıların savaş olarak adlandırılması gerektiğini dile getiren Türkay, “Her türlü savaş ekolojik katliamdır, yıkımdır. Savaşlarda kullanılan bombaların içerisinde kimyasallar vardır. Son derece toprağı zehirleyen, o toprakta herhangi bir şeyin artık sağlıklı olarak yetişmesini olanaksız kılan, insanlığa karşı, kimyasallarla ortaya çıkan maddelerdir. Bombalar, silahlar insan yaşamını ortadan kaldırdığı gibi geleceği de ortadan kaldırıyor” diye belirtti.   ‘ÇEVRE MÜCADELESİ SAVAŞA KARŞI'   Bölgedeki ekolojik yıkımların yeni olmadığını, daha önce de Kürt illerinde, Kürt halkının yaşadığı bölgelerde çok ciddi yıkımlara yol açıldığını söyleyen Türkay,  şunları ekledi: “Savaş uçakları ile ormanlar bombalandı, ormanlar yakıldı. Yine bu bombalar ile ortaya çıkan zehirli kimyasallar, toprağa ve suya karışıyor. Bölgede ki insanların o anda yaşamlarını etkilemiyorsa bile sonrasında kanser olarak yaşamlarının ortadan kalkması niyetli bu saldırılar bütün bir geleceği yok etme arayışında. Dolayısıyla doğa mücadelesi yürüten, ekolojistlerin en başka karşı durması gereken şey savaştır. Savaşa karşı durmadan bir çevre mücadelesi yürütmek söz konusu değil. 'Savaşın karşısında durmak bugün halihazırda yürütülen çevre mücadelelerine zarar verir' şeklindeki bir bakış açısı aslında daha baştan kaybedilmiş bir mücadele. Bunlar birbirinden ayrılmaz bir bütündür” diye konuştu.   ‘TARİHİ BİR SÜREÇTEYİZ’   Bu nedenle Suriye’nin kuzeyindeki savaşın Kaz Dağları meselesinden bağımsız ele alınamayacağını da sözlerine ekleyen Türkay, son olarak şunları söyledi: “Bugün Suriye’nin kuzeyinde yapılan doğa katliamı birdir. Türkiye’deki doğa mücadelesini nasıl dünyanın diğer yerleri ile bir tutuyorsak, 'Amazon kurtulursa Kaz Dağları kurtulacak' diyorsak, 'Kaz Dağları kurtulursa Rojava kurtulacak' dememiz gerekiyor. Bu ikircikten, bu yanı başımızdaki topraklara sahip çıkmama durumundan çıkmamız gerekir. Bu bakımdan önemli, tarihi bir süreçteyiz.”   Ekolojist ve vicdani retçi Sergen Sucu’ya göre ise, Rojava’ya dönük saldırılar hem halklar hem de doğaya yönelmiş bir soykırım.   Türkiye kamuoyu, dünyadaki ekolojistler ve savaş karşıtlarının da durumu böyle görmesi gerektiğini dile getiren Sucu, “Kaz Dağları’nda, Ege’de, Karadeniz’de direnenler bilsinler ki, Rojava bu dünyanın bir parçasıdır. Rojava’nın toprağına, havasına atılan kimyasal, yarın Kaz Dağları’na yağmur olarak düşecektir. Ya o kimyasallara karşı gelecekler ya da Kaz Dağları’nda şirketlere karşı yaptıkları direnişlerin hepsi boşa düşecektir. Çünkü bugün Rojava’yı işgal eden sermaye ortağı iktidar yarın Kaz Dağları’nı işgal edecektir. Orada insanların yaşam alanlarını gasp edecektir. Bugün Rojava sınır ötesindedir diye bu denli sessiz ve suskun olmak ahlaki değildir. Türkiye halkları kati suretle bu savaşa karşı çıkmalıdırlar” dedi.