Rus medyasında İdlib analizi: Erdoğan kendi oynunu oynuyor!

  • dünya
  • 13:18 14 Haziran 2019
  • |
img

HABER MERKEZİ - Rusya’nın önde gelen askeri-savunma blogunda yer alan bir makalede, İdlib’de müttefik gibi görünseler de Rusya ve Türkiye’nin aslında birbirine düşman tarafları desteklemeleri irdelendi. Erdoğan için “kendi oyununu oynuyor’ denilen yazıda, Ankara’nın ilişkileri düzeltme çabasında olduğu Şam’la Kürtler konusunda ittifak yapabileceğine dikkat çekildi.

 
Türkiye, Suriye ve Rusya’nın, İdlib üzerinden kendisini gösteren politikalarına dair Rusya’nın önde gelen askeri-savunma blogu Voennoe obozrenie'de, İlya Polonskiy imzasıyla dikkat çekici bir makale yayınlandı. "Türkiye ve Rusya: İdlib’de neler oluyor?" başlığı ile 11 Haziran’da yayınlanan yazı, Hazal Yalın’ın çevirisiyle Yakın Doğu Haber’de (YDH) yer aldı.
 
Türkiye’nin desteklediği rejim muhaliflerinin kontrolündeki İdlib’in coğrafi konumu, nufüs yapısı üzerinden “temsil ettiklerine” dair bilgilere yer verilen makalede, kentin yer aldığı ülkenin kuzeybatısındaki askeri hareketlilik sertleşerek devam etse de, süren savaşta sona yaklaşıldığını söylemenin mümkün olmadığı üzerinde duruldu.
 
‘İDLİB, TÜM GÜÇLERİN KESİŞME NOKTASI’
 
Bu durumun nedeni olarak ise “İdlib vilayeti, sadece Suriye hükümeti ile muhalefetin, Kürt direnişi ile Suriye topraklarında ona karşı koyan Türk ordusunun değil; Suriye’deki iç savaşta çok önemli rol oynayan Rusya ve Türkiye’nin de çıkarlarının kesişme yeri haline geldi” yorumunda bulunuldu.
 
İDLİB’E OLAN İLGİNİN EN ÖNEMLİ NEDENİ: KÜRT KORKUSU 
 
Türkiye sınırına yakınlığı ve Türkmen nüfusunun varlığının, Ankara’nın İdlib’e yönelik ilgisini tayin ettiği belirtilen yazıda, bu ilgiyi büyüten bir diğer neden olarak işaret edilen olgu ise, Suriye Kürtlerinin güçlenmesinden panik derecesinde duyulan korku. Makalede bu korkuya dair şu değerlendirmelerde bulunuldu: 
 
“Bu nedenle Türkiye hükümeti, Suriye’deki askeri operasyonunu, öncelikle, Türkiye Kürdistan’ındaki ayrılıkçı eğilimlerin yayılmasıyla mücadelenin bir parçası olarak görüyor. Türkiye İdlib vilayetinde öncelikle soydaşları Türkmen nüfusunu destekliyor; ancak bunların sayısının az olmasını dikkate alarak Arap-Sünni nüfusa dayanmayı da hedefliyor. İdlib’de Suriye hükümetine karşı faaliyet gösteren grupların büyük kısmı, Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne dahil. Bu cephe Türkiye tarafından finanse ediliyor ve silahlandırılıyor, zaten Türkiye hükümeti de İdlib’e silah sevkıyatını gizlemiyor. Bunu herkes biliyor; Suriyeli isyancılara giden silah yüklü otomobiller Türkiye-İdlib sınırını devamlı ve düzenli olarak geçiyorlar.
 
…Türkiye hükümeti, Arap-Sünni gruplara da Suriye’deki Kürtlere ve hükümet yanlısı güçlere karşı başlıca denge unsuru gözüyle bakıyor. İdlib’de faaliyet gösteren bu sayısız gruplara desteğini kesmek bir tarafa zayıflatmaya bile niyetli değil.”
 
‘ERDOĞAN, KENDİ OYUNUNU OYNUYOR’
 
Suriye Arap Ordusu, Rusya özel kuvvetlerinin desteğiyle İdlib’te teröristlere karşı eylemde iken, Rusya ve Türkiye’nin ise sanki müttefiklermiş gibi İdlib’de ortak devriye çıkarttıklarına işaret edilen makalede, bu görüntğüye rağmen her iki gücün “aslında birbirine düşman tarafları destekledikleri” vurgulandı. Bu duruma dair “Türk silahlarından Suriye ve Rusya askerlerine ateş açılıyor, Rusya uçakları ise, Türkiye ile bağlantılı terörist grupların pozisyonlarını bombalıyor. Erdoğan, kendi oyununu oynuyor. Onun ilgilendiği tek şey, Türkiye’nin bölgedeki pozisyonunu tahkim ve Kürt silahlı grupları nötralize etmek. Rusya ile dostluğu temin etmesini ise sadece dikkat dağıtıcı bir manevra olarak kabul etmek gerek; zira Türkiye’nin ve Rusya’nın Ortadoğu’daki çıkarları son derece farklı” değerlendirmelerinde bulunuldu.
 
Yazıda, yine Türkiye’nin başlıca askeri ve siyasi müttefiki olan Amerika Birleşik Devletleri’nden çok uzağa düşmüş durumda olduğu, Ankara’dakiler’in Washington’u Kürtlere açık ve gayet hissedilir desteğinden ötürü affedemediklerini de belirtildi.
 
Rusya ile Türkiye ilişkileri konusunda ise, Türklerin Suriye’deki terörist gruplara olan desteğinin Rusya’yı çok öfkelendirdiği ifade edilen makalede, “Türklerin Rusya uçağını düşürdüğünü, Türk ordusunun Suriye’deki hükümet kuvvetlerine karşı savaşan isyancılara silah gönderdiğini hatırlamak mümkün. Bu nedenle dünya medyasında da, Türkiye eğer İdlib’de savaşan teröristlere destekten vazgeçmezse, Rusya’nın da ABD gibi Kürt YPG ile işbirliğine girişeceğine dair haberler yayılıyor” denilse de, diğer yandan uzmanların, Rusya’nın mevcut durumda ciddi bir şekilde Suriye Kürtlerinden yana tavır alma kapasitesinden şüphe duyduğu belirtildi. 
 
TÜRKİYE’YE ‘DİPLOMATİK OYUN’ SUFLESİ!
 
Rusya ve Türkiye’nin 2018 Eylül ayında, İdlib’de 20 kilometre genişliğinde silahtan arındırılmış bölge kurulmasında anlaştığı hatırlatılan makalede, Suriye ordusunun İdlib’e yönelik operasyonuna sessiz kalmasının mevcut pozisyonda sıkışan Türkiye’nin çıkarına olduğu ifade edildi. Bu konuda Türkiye’ye nasıl bir politika izleyebileceği konusunda makalede şu öneriler yer aldı: 
 
“Suriye hükümet kuvvetlerinin teröristleri yok etme sorununu Rusya ve İran’dan gelecek sınırlı bir yardımla kendi başına çözmesine izin verilirse, hiç de kötü olmayan Rusya-Türkiye ilişkileri de korunur. O zaman Türkler için de, bu ilişkileri (Rusya Kürtlerden yana taraf olsa muhakkak ki ortaya çıkacak olan) bozmak için bahane kalmaz. 
 
Elbette, Suriye hükümet kuvvetleri İdlib’de yuvalanmış olan teröristleri Rusya’nın desteğiyle yok etmeye giriştiğinde Türkiye bozulacak ve Erdoğan, Vladimir Putin’den bir kez daha derhal ateşi durdurmasını talep edecektir; ama bütün bunlar diplomatik bir oyundan ibarettir, gerçekte ise Ankara, olan biteni kabul etmek zorunda kalacaktır. 
 
Dahası, bir çıkışı da yoktur; ABD ile ilişkiler kötüleşirken Türkiye’nin Batı’yı ürkütmek için bir umacıya ihtiyacı var, böylece ‘eğer bizim kurallarımızla oynamazsanız bir de yönümüzü Moskova’ya çeviririz’ diyebilir.” 
 
‘ANKARA, ŞAM’LA İLİŞKİLERİ DÜZELTME ÇABASINDA’
 
Makalede, Türkiye’nin Şam’la olan ilişkilerini düzeltme çabası içerisinde olduğuna da dikkat çekildi. 
 
Ankara ve Şam ilişkileri, gerilimli bir şekilde sürerken, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı Ali Memluk arasında kısa bir süre önce yapıldığı yansıyan görüşmenin bütün dünyada ilgi uyandırdığı ifade edilen yazıda, yine “Daha da ilginç olanı, Türkiye ve Suriye istihbaratlarının en azından 2016’dan beri temasta bulunuyor olmaları; bir MİT delegasyonu en azından beş defa Şam’ı ziyaret etti” denildi.
 
ESAD VE ERDOĞAN ‘KÜRT İTTİFAKI’ YAPABİLİR!
 
Türkiye ve Suriye istihbaratlarının ortak noktasında öncelikle İdlib’deki durumun çözülmesi yer alsa da, bir diğer önemli noktanın Kürtler olduğu kaydedilen makalede, “Kürtlerle ilgili olarak Şam ve Ankara’nın ittifak yapabileceklerine de dikkat çekmek gerek, zira ne Erdoğan ne de Esad, Suriye Kürdistanı topraklarında bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasından yana değiller” ifadeleri kullanıldı.
 
Bu nedenlerle İdlib’deki çatışmanın siyasi bir çözüm bulmanın çok uzağında olduğu vurgulanan makalede, İdlib ve orada yaşayan halkın, Rusya ve Türkiye’nin bölgede yürüttüğü büyük bir siyasi oyunun rehineleri haline geldiği belittildi.