HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı Çınar: Ulusal birlik için mutabakat lazım

img

DİYARBAKIR - Yer almadıkları Kürdistani İttifak Çalışması’na yönelik “seçim ittifakı” eleştirisinde bulunan HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı Sedat Çınar, "Ulusal birlik için somut esaslara dayalı mutabakat lazım. Böyle bir çerçeve çizerlerse bakarız" dedi.

Kürt ulusal birliğe dair Kürt siyasi partileri ve örgütleriyle sürdürdüğümüz dosya dizimizin konuk isimlerinden bir diğeri Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Çınar.
 
HAK-PAR, Şubat 2002'de Şeyh Said'in torunlarından merhum Melik Fırat'ın genel başkanlığında kuruldu. Fırat'tan sonra partinin genel başkanlığını Sertaç Bucak, Bayram Bozyel, Kemal Burkay, Fehmi Demir, Refik Karakoç’tan sonra bugün Latif Epözdemir yürütüyor.
 
Türkiye'nin federal bir yapıya bürünmesini savunan parti, bu yüzden kapatılmanın eşiğinden döndü. Parti tüzüğünde "Güçlendirilmiş yerel yönetimler, Vali ve kaymakamların seçimle başa gelmeleri, yerel güvenliği belediyeler tarafından sağlanması" hedefleri yer alan HAK-PAR'a bu nedenle kapatma davası açıldı. Söz konusu taleplerin Anayasa'ya aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle açılan dava, 5'e karşı 6 oyla HAK-PAR'ın lehine sonuçlandı.
 
Parti, HDP, BDP, DTK, DDKD, KDP-Bakur, KDP-T, İnsan ve Özgürlük Partisi, Azadi Hareketi, Azadi Partisi ve KKP tarafından oluşturulan “Kürdistani İttifak Çalışması” içerisinde yer almıyor. 
 
HDP İTİRAZI
 
İttifak Çalışması içerisinde yer almayan HAK-PAR tarafından öne sürülen nedenlerin başında ise, kendisini aynı zamanda bir “Türkiye Partisi” olarak tanımlayan HDP geliyor. 10 partinin yer aldığı İttifak’ça Aralık 2019’da yapılan çalıştay sonrası HAK-PAR tarafından yapılan yazılı açıklamada, “HDP patentli ulusal birlik çağrılarının sonuç alacağına inanmak saflıktır” eleştirisinde bulunuldu. Aynı açıklamada ‘ulusal birlik” adına verilen çabaların yine “Olsa olsa Kürdlerin güneyde kazandığı kazanımları berhava etmeye” yönelik olduğu ifade edilmişti.
 
İttifak Çalışmaları’nda yer alınmamasını temelde bu nedenlerle açıklayan HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı Sedat Çınar’a göre, ulusal ittifak meselesi “zor ve zahmetli” bir konu.
 
Çınar, nedenini ise "Yani siz 21. yüzyıla gelip ve halen bir statü elde edememişseniz, bağımsız bir devlet kuramamışsanız bu ne demektir? Sizin hem sivil bir örgütlenme oluşturmadığınız anlamına gelir, hem güçlü bir siyasi yapı oluşturamadığınız anlamına gelir, hem de ekonomik, sosyal, siyasal tarihsel alanlarda kurumlardan yoksun olduğunuz anlamına geliyor. Kürtlerde ulusal birlik meselesinin bugüne sarkmasının nedeni, Kürtlerin ciddi ekonomik, sosyal, siyasal kurumlara sahip olmamasından kaynaklanıyor" sözleriyle dile getirdi.
 
ULUSAL KURUMLARIN YETERSİZLİĞİ
 
Kürt siyasi örgütlerinin barındırdığı farklılıkların ulusal birlik önünde engel oluşturmadığını belirten Çınar, asıl ayrıştırıcı olanın dönemsel taleplerde ortaklaşamamak olduğunu ifade etti.
 
Çınar, bu durumu şöyle açıkladı: "Hepsinin gönlünde yatan şey, özgür demokratik bir Kürdistan'dır. Hepsinin ortak hedefi budur. Bu stratejik bir hedeftir. Fakat gelin görün ki konjonktürel bazda bizi ayrıştıran şeyler var. Yani biz dönemsel taleplerimizi ortaklaştıramıyoruz ya da bunu ortaklaştırdığımız zaman güçlerimizi ortaklaştıramıyoruz. Sorun biraz da burada yatıyor. Eğer bizim güçlü kurumlarımız olsaydı, siyaset kurumu bu kadar hoyrat  ve sorumsuz davranamayabilirdi. Yani biz daha sorumlu olabilirdik. Dolayısıyla bizi zorlayan şey Kürtlerin toplumsal, siyasal kültürel kurumlarının yetersiz olmasıdır." 
 
ROJAVA VE FEDERE KÜRDİSTAN İÇİN ACİL 
 
Bu eksiklikle birlikte hem iç hem de dış sorunlardan kaynaklı dört parçada ulusal birliğin sağlanabileceği fikrini mevcut koşullarda gerçekçi bulmadığını söyleyen Çınar, Kürt kazanımlarının tehdit altında olduğunu belirttiği Rojava ve Federe Kürdistan Bölgesi’nde ise, ulusal ittifakın acil bir ihtiyaç olduğu kanaatinde.
 
Çınar, "Toplumsal olarak ulusal birlik ihtiyacının acil olduğunu gösteren Rojava örneği var. Suriye Kürdistanı'nda gerçekten de ulusal birlik bir aciliyettir. Güney Kürdistan'da, özellikle Kerkük meselesi ve Haşdi Şabi eliyle, DAİŞ eliyle yapılan meselelerde bir aciliyet vardır. Burada bir sorun var. Burada güncel bir takım meseleler üzerinde ulusal birlik ya da ulusal bir işbirliği yapmak zorundasınız. Toplumun arzusu budur. Bugün Afrin'de bir insanlık dramı yaşanıyor. Kürtler bir dram yaşıyor. Suriye Kürtlerinin bizim de onlara yardımcı olacak şekilde acilen ulusal birliği tesis etmemiz gerekiyor" dedi.
 
‘SÖZDE KALMAMALI, İÇTENLİK OLMALI'
 
Çınar, bu ihtiyaca rağmen ulusal birliği engelleyici bir faktör olarak PYD-ENSK ile KDP-YNK-PKK arasındaki siyasi ve askeri rekabeti gösteriyor. Çınar, "Peki ulusal birlik nedir? Yerelde bir otorite olacak bugün PYD’nin otoritesi var, idari kurumsallaşması var. Ama aynı zamanda uluslararası temsil kabiliyetinin olması, Kürtlere çok daha büyük bir meşrutiyet kazandırır. Çok daha sonuç alıcı olabilir. Şu anda güçlü olan TEV-DEM ve PYD'dir, dolayısıyla bunlara çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Yani bunun gerçekleşmesi lazım. Güney Kürdistan'da 2017 yaşanan ise, bir dramın ötesinde bir hesap kitapsızlıktır ve gördük ki ‘ulusal birlik’ adı altında yapılan şey, bağımsız bir Kürdistan’a dönük işbirliği değildir. Herkesin kendi sahasına yönelik yaptığı bir anlaşma zemini vardı. İki tarafta da YNK'den de PDK'den de kaynaklanıyor. Burada stratejik bir amaç olarak bağımsız bir Kürt devletini önümüze koymamışızdır. Muhtemelen herkesin kafasında bağımsızlık var, ama yapılan ittifak, parlamento, seçim ve bütçe ittifakıdır. Bağımsız Kürdistan'a ciddi bir hazırlığın olmadığı görülüyor. Ulusal ittifak meselesi, Kongre meselesi PKK'den geldi. Fakat bir bakıyorsunuz Şengal'de izlediği politikanın, Kerkük'te izlediği politikanın bahsedilen ulusal ittifakla bağdaşan, onunla uyuşan bir yanı yok. Dolayısıyla bazı şeyler sözde kalmamalı, içtenlikli olmak lazım" diye konuştu. 
 
ÖNCE PARÇALAR ARASI BİRLİK
 
Dile getirdiği bu görüşlerinin akabinde Kürtler arası birliğin sağlanması için ulusal kurumlara ihtiyaç olduğunu yineleyen Çınar, yönelttiği "Şimdi ulusal ittifak meselesini ne üzerine kuracağız?" sorusunun yanıtını, şu üç şey üzerine oturuyor: “1- Yerelde iktidar olmak, 2- Ulusal düzeyde bir temsil kabiliyetine sahip olmak, 3- Uluslararası alanda temsil kabiliyetine sahip olmak.”
 
"Parti olarak ulusal ittifak meselesinde dört parçada bir üst otorite, bir organ oluşturmayı çok gerçekçi bulmuyoruz. Öncellikle (parçaların) kendi içerisinde bir iç birlik sağlanması lazım" diyen Çınar, bunun için de eleştiriye açık ve yapıcı bir dilin gerekli olduğunu kaydetti.
 
TERCİH DEĞİL MECBURİYET
 
Çınar, ulusal birlik noktasında dış etkenlerin bozucu etkisine işaret ederek, güç savaşlarının sürdüğü Ortadoğu'da, Rusya'nın sahaya inmesiyle "Kürtlerin rolünün devletlerin gerisine düştüğü" düşüncesinde.
 
Bu durumun Kürtlerin tercihe göre değil, mecburiyetlere göre hareket etmek zorunda bıraktığını söyleyen Çınar, tüm olumsuzluklara rağmen Kürtlerin geçmiş dönemlere göre daha olumlu bir seviyede olduğunu ifade etti. Çınar, “Bugün Kürtler çok daha bilinçli, bir diasporası var. Kürtler tarihten ders almayı biliyorlar. Onun öncesinde Kürtlerin büyük devletler ilişkileri yoktu ve birçok ihanetle yüz yüze kaldılar. 1974 bir örneğiydi. 17 Ekim, Afrin, Mahabad bunun bir örneğidir. Son Suriye saldırıları bunun örneğidir. Tüm dünya ilk başta Türkiye'nin bu harekatı karşısında durdu. Yani Kürtlerin de dünyada artık bilinir, tanınır bir pozisyonu var. Fakat Kürtler çok önemli kurumsal yapılardan yoksun. Güney'in kendini yönetme deneyimi var. Kürtlerin 1920'lerde yaşanan sonuçlarla karşılaşacağı kanaatinde değilim. Kürtler bugünkü durumdan çok geriye gidecek değiller. Gitse gitse daha ileri giderler. O umudu taşıyorum" diye konuştu.
 
'HDP İLE İTTİFAKA KARŞI DEĞİLİZ'
 
24 Haziran seçimlerinde başlatılan ulusal ittifak çalışmalarını ise, olumlu gördüklerini dile getiren Çınar, "Farklı düşüncelere, tarzlara sahip olabiliriz ama görüşme, diyalog önemlidir. Bu anlamda HDP ve diğer Kürdistan partilerin işbirliği içinde olmasını önemsiyorum" diyor. 
 
Seçim öncesine kadar Kürdistani partilerle ulusal ittifak çalışması yürüttüklerini ancak erken seçim kararının alınması ve HAK-PAR'ın seçime girme yeterliliği taşımadığına karar verilmesiyle görüşmelerin akamete uğradığını söyleyen Çınar, HDP ile ittifaka karşı olmadıklarını ama ittifaka kendi kimlikleriyle dahil olmak istediklerini vurguladı.
 
Bunu "Biz eklemlenmeye karşıyız. HDP'nin bir parçası olmaya karşıyız" sözleriyle dile getiren Çınar, şunları ekledi: "Biz seçime katılabilen bir parti olarak ilan edilmiş olsaydık, HDP ile ittifak görüşmelerini çok farklı yürütürdük. Biz HDP'yle ittifaka karşı değiliz. Sonuç itibariyle Kürt sorunun çözümünü eksen olarak programın tam ortasına koymuş bir parti olsak da biz Türkiye'nin demokratikleşme meselesini önemseyen bir partiyiz. Sonuçta federasyon istenildiğinde bile Türkiye'nin merkezi yapısının demokratik olması gerekecek. Devlet cihazı, demokratik olmayan yerlerde federatif bir yapıda olmuyor."
 
‘SEÇİM İTTİFAKI’ ELEŞTİRİSİ
 
10 Kürt partisinin yürüttüğü ulusal birlik çalışmalarına karşı olmadıklarını söylemekle birlikte, oluşumu "seçim ittifakı" olarak tanımlayan Çınar'a göre, ulusal ittifak için hedeflerin belirlendiği, somut esaslara dayanan bir mutabakat olması gerekli. Çınar, "Şimdi bu bahsettiğimiz çalışmada bir esas bir amaç bir çerçeve ya da talepler manzumesi listesi yok. Şimdi bu arkadaşlar böyle bir çerçeve çizerlerse biz de bakarız" dedi.
 
Ulusal ittifakların tarihsel dönemlerde gerçekleşebileceğini dile getiren Çınar, "Mesele Afrin meselesinde hepimizin yüreği yanmıştır. Kerkük meselesinde Kürtler duygu olarak ulusal birlik yapmışlardır. İttifaklar böyle tarihsel zamanlarda olur. Seçimlere dönük bir takım siyasal çıkarlar elde etme adına, bunun adına ulusal ittifak demeyi samimi bulmuyoruz" ifadelerini kullandı. 
 
Çınar, sözlerini şöyle noktaladı: “Önümüzdeki günleri ben umutlu görüyorum. Kürt siyaseti açısından da Türkiye'nin demokratikleşmesi meselesinde de önümüzde daha büyük açılımların yapılacağı kanaatindeyim. Türkiye bunu, bu şekilde sürdüremez. Kürtlerle bu kadar uğraşan iktidarlarında ömrü o kadar da uzun olmuyor. İttifakları Suriye'de, Güney’de bir aciliyet görüyorum. İran Kürtleri kendi aralarında bir tanımlanmamış işbirliği, diyalog süreçleri var. Burada biz bir takım diyaloglar görüşmeler yapıyoruz. Ama Kuzey parçasında Kürt ulusal ittifakı meselesinde bir ciddiyet oluşacaksa PKK'nin ve HDP'nin dışındaki aktörlerin de halktan bir temsiliyet gücünün olması gerekiyor. Yoksa adı Kürt Ulusal İttifakı olur, ama yapılan şey Kürt ulusal ittifakı olmaz. Geniş bir tabanı temsil edecek bir oluşum gerekiyor. Yani siz halktan destek almadığınız sürece hepimiz bir arada olsak ne olur." 
 
MA / Mehmet Şah Oruç