Doğu Roma 53 günde yıkılırken Efrin'de direniş 57'nci gününde

img

ANKARA - "Yeni Osmanlıcılık" hayalindeki NATO’nun ikinci büyük ordusu olan Türkiye’nin, yanına aldığı gruplarla sürdürdüğü saldırılarına karşı Efrin’de verilen direniş 57 gününe ulaştı. Oysaki Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul bile, Osmanlı'nın saldırılarına 53 gün dayanabilmişti.

AKP’nin 20 Ocak tarihinde, kanton ilanından önce aslında Halep'e bağlı küçük bir ilçe olan Efrin’e yönelik başlattığı saldırılar, ikinci ayını doldurmak üzere. NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olmasına, teknik ve teknolojik üstünlüğü elinde bulundurmasına rağmen 57 gündür saldırıdan bulunulan Efrin’den sonuç alamayan Türkiye’nin yanında aynı zamanda en az 30 bin kişilik El Kaide ve DAİŞ unsurlarından bozma ÖSO gücü de yer alıyor. 
 
SİVİLLER KATLİAM TEHDİDİ ALTINDA
 
Başlarda 3 saat, 3 gün, bir hafta gibi hedeflerle ele geçirilmesi hedeflenen Efrin’e ilişkin son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah Efrin akşama düşer” açıklamasında bulunmuştu. 
 
Ancak, yaklaşık iki aydır süren kuşatmaya ve bütün bu saldırılara rağmen, Türkiye ancak Efrin kent merkezine yaklaşabildi. Bu zamana kadar yürütülen saldırılarda yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Havadan ve karadan bombardımana tabi tutulan kent merkezinde ise, dün açık bir katliama imza atıldı. Sokak ortasında öldürülen aralarında çocukların da bulunduğu sivillere ait görüntüler, uluslararası haber ajansları tarafından da dünyaya duyuruldu.
 
Yansıyan bu görüntülere rağmen saldırıların halen devam ettiği kentte bulunan binlerce sivil ise ciddi bir katliam tehlikesi ile karşı karşıya. 
 
KÜRTLERE ÖLÜMÜ HATIRLATAN ELMA... 
 
Efrin’e yönelik bu saldırılar, tarihte yaşanmış birçok olayla da benzerlikler taşıyor. 16 Mart 1988 tarihinde, Saddam Hüseyin’in Halepçe’deki Kürtlere karşı kullandığı ve binlerce insanın ölümüne sebep olan kimyasal saldırı, o saldırıyı yaşayanların kafasına ve beynine “Elma kokusuyla" yer edindi. 
 
30 yıl sonra benzer görüntülerin yaşandığı Efrin'e yönelik yürütülen saldırılar ise, “Kızıl Elma" hedefi ile yürütülüyor. 
 
Hz. Adem'in cennetten kovulmasına neden olduğu rivayet edilen elmanın, Kürtler için ölümü çağrıştırması ilginç bir tarihsel rastlanın da ötesinde laneti ifade ediyor. 
 
53 GÜNDE İMPARATORLUK YIKILDI
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kızıl Elma’ya gidiyoruz” diye duyurduğu Efrin saldırısı, süresi itibariyle de tarihteki pek çok savaşı ve bu savaşların kimi yönlerini hatırlatıyor. İlk gün 72 uçak ile bombardıman başlatılan ve o günden beridir de sayısız uçak, tank ve top saldırısı ile yüzlerce askerle yürütülen saldırılara karşı verilen Efrin direnişi, ikinci ayını tamamlamak üzere. Oysa tarihte Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkentliğini yapan İstanbul, sadece 53 gün süren saldırılar sonucunda düşmüştü.
 
Üstelik 29 Mayıs’ta biten bu fetih hareketi, 6 Nisan’daki saldırılar ile başlatılır. Oysa İstanbul saldırıları 12 Nisan’daki topçu atışları ile gerçek anlamda başladı ve dolayısıyla aslında şehir sadece 47 gün direnebildi bu saldırılara karşı. 
 
13 TOP KENTİ DÖVDÜ
 
İstanbul fethinin en büyük ve etkili silahı surlarda gedik açmak üzere kullanılan ağır toplardı. Kimi kaynaklara göre, İstanbul surları sadece değişik noktalara yerleştirilen 13 top tarafından dövülmeye başlandı ve bunların en büyüğü “Şahi Top” diye alınan, güllesi 550 kilo gelen toplardı. 
 
Oysa bugün savaş uçakları bazen ağırlığı bir tonu bulan kazan bombaları da dahil olmak üzere Efrin’i havadan aralıksız bir şekilde bombalıyor. Efrin saldırısında yer alan obüsler, tanklar ve cehennem toplarının sayısı ise bilinmiyor.
 
Buna rağmen İstanbul, resmi kaynaklara göre 53 gün dayanabildi. Üstelik İstanbul o dönemin en büyük imparatorluklarından biri olan Doğu Roma’nın başkentiydi. İstanbul düşünce Doğu Roma İmparatorluğu da tarih sahnesinden silinmiş oldu. 
 
Buna karşılık kendisini savunma deneyimi en fazla 6 yıllık olan, herhangi bir ağır silahı bulunmayan Efrin halkı iki aydır direniyor. Efrin’deki bu direniş, İstanbul’un fethindeki gibi bir gücün tarih sahnesinden çekilmesine neden olur mu? Bu sorunun yanıtı uzak olmayan bir tarihte ortaya çıkacak. Ancak görünen o ki, Efrin, Kobanê direnişi gibi Ortadoğu’da dengelerin yeniden şekillenmesini beraberinde getirmeye başlıyor bile.