Kooperatiflerle dayanışma ekonomisi: İşçi değil üretici 2025-03-04 09:02:41 RIHA - Kuzey ve Doğu Suriye’de toplumu esas alan ekonomi, kooperatiflerle geliştiriliyor. Ekonomi Komitesi Eşbaşkanı Muhamed Sabri, halkı “işçi” pozisyonundan çıkarıp, aktif bir “üretici” pozisyonuna getiren bir ekonomi anlayışıyla yol kat ettiklerini söyledi.    Devrimsel bir dönüşüm yaşanan Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşam, toplum değerlerine dayanan bir felsefeyle yeniden örgütleniyor. Kapitalist modernite ve ulus-devletçiliğin yol açtığı tahribatlar, çok renkliliğe ve öz güce dayanan demokratik konfederalizm sistemiyle onarılıyor. Her adımda toplumsallığın geliştiği bu topraklarda ekonomi sistemi de, komün, kooperatif ve meclislere dayanıyor. Tekelci endüstriyalizme karşı komün, kooperatif ve özyeterliliğe dayanan eko-endüstri, eko-tarım geliştirilmeye çalışılırken, köy, kasaba ve kentlerde herkes kolektif mücadele bilinciyle ekonomisini güçlendiriyor.    BAAS rejimi döneminde açlıkla terbiye edilmeye çalışılan, yeraltı ve yerüstü zenginliklerin sömürüldüğü, sınırda kaçakçılıkla günlük ihtiyaçların giderilmeye çalışıldığı bir süreçten kendi ayakları üzerine durabilen bir ekonomi için büyük bir mücadele veriliyor. Komünal ekonominin temel ayağı ise kooperatifler oluyor. Üretimin doğrudan tüketiciye ucuz ve sağlıklı ulaştırılması amacıyla tekstil-giyim atölyeleri, hayvansal üretim ve tarım kooperatifleriyle ekonomik örgütleme sürdürülüyor.    İŞÇİ DEĞİL ÜRETİCİ    Türkiye ve bağlı paramiliter yapıların devam eden saldırıları, rejimin yıllarca süren ambargosuna rağmen “işçi” pozisyonundan çıkarıp, “üretici” pozisyonuna getiren bir ekonomi anlayışıyla yol kat ediliyor. Özerk Yönetim’e bağlı tüm bölgelerde topraklar kooperatiflerle işletiliyor. Bölgede, 2 binden fazla fabrika ve atölye bulunuyor. Fabrikalarda hayvancılığa dayalı süt ve süt ürünleri üreten atölyelerden ziraat ve sanayi atölyelerine kadar çeşitli alanlarda üretim yapılıyor.    Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Ekonomi Komitesi Eşbaşkanı Muhamed Sabri, ekonomi sistemini Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.    TOPLUMSAL EKONOMİ   Ekonomi politikalarının Özerk Yönetim’in Toplumsal Sözleşmesi çerçevesinde şekillendiğini ve bu minvalde halkın ihtiyaçlarının karşılandığını vurgulayan Muhamed Sabri, bu modelin temelinde kooperatiflerin ve toplumsal örgütlenmenin yer aldığının altını çizdi. Toplumsal Sözleşme’nin en önemli ayaklarından birinin ekonomi olduğuna işaret eden Sabri, “Genel olarak toplumsal ekonomi olarak ifade ediyoruz. Kooperatiflerin yer aldığı, daha çok iç üretimi esas alan, toplumun öz örgütlenmesine dayanan ekonomi modeliyle çalışıyoruz. Bu model, hem sanayi hem zirai hem de hayvancılık alanlarında örgütlü bir şekilde ihtiyaçların karşılanmasını öngörüyor. Ekolojik bir ekonomi modeli ile politikamızı yürütüyoruz. Komünal ekonominin önemli bir ayağı olarak kooperatiflere dayanan bir yol izliyoruz. Ancak bununla birlikte bütün köylülerin, işçilerin, kadın ve emekçilerin aktif bir şekilde üretici olup, işçi pozisyonundan çıktığı bir ekonomi anlayışını uyguluyoruz” diye belirtti.   İKİ BİNDEN FAZLA FABRİKA VE ATÖLYE    Ekonomi modellerinde tarım kooperatiflerinin önemli bir yerde olduğunun altını çizen Sabri, “Ziraat kooperatiflerinin sayısı oldukça fazla. Özerk Yönetim bünyesinde olan toprakların tümü kooperatif şeklinde örgütlenmiş durumda. Hangi köy, ilçe veya ile bağlıysa oranın öncülüğünde bir grup, kendini kooperatif şeklinde örgütleyerek toprakları işleyebiliyor. Bu anlamda yüzlerce tarım kooperatifinden bahsedebiliriz. Özerk Yönetim’de iki binden fazla fabrika ve atölye bulunuyor. Bunlar devasa fabrikalar olmasa da halkımızın ihtiyaçlarına cevap olacak nitelikte. Kimisinde 5-10 kişi, kimisinde de yüzlerce kişinin çalıştığı atölyeler var. Bu fabrikalarda süt ve süt ürünleri üreten atölyelerden, ziraat ve sanayi alanındaki atölyelere kadar çeşitli alanlarda üretim yapılıyor” şeklinde aktardı.    YERİNDE ÜRETİM    Hedeflerinden birinin toplumun kendi kaynaklarıyla ihtiyaçlarını karşılayabilmesi olduğunu belirten Sabri, “Örneğin, bugün Özerk Yönetim yüzde 100 buğday ihtiyacını kendisi karşılıyor. Yüzde 95’in üzerinde içme suyunu ve tavuk yumurtası ihtiyacını karşılayabiliyor. Bu minvalde kendi öz kaynaklarımızı kullanıyoruz. Sanayi alanında da aynı şekilde insanlar çalışmalarını yürütüyor” dedi.    EKONOMİK ALTYAPI HEDEFTE    Ciddi bir ambargo altında olan Özerk Yönetim’in, Türkiye ve bağlı paramiliter yapılar tarafından ekonomik altyapısının hedef alındığına dikkati çeken Sabri, şunları belirtti: “Ambargo nedeniyle ham madde temini çok pahalı olabiliyor. Örneğin; Çin’den bir mal buraya ulaşana kadar yüksek maliyetler oluşuyor. Yol üzerindeki farklı gruplar çeşitli gümrük vergileri ve rüşvet talep edebiliyor. Buna rağmen, burada üretilen ürünler dışarıdaki ürünlere oranla daha ucuza mal edilebiliyor. Türkiye’nin saldırıları nedeniyle ciddi ekonomik zararlar yaşanıyor. Barajlar, petrol tesisleri, tarım alanları, fabrikalar ve çocukların eğitim materyallerini sağlayan matbaalar dahi bombalanıyor. Tüm bunlara rağmen halkımızın devrim tecrübesi ve direnciyle bu saldırılara karşı duruyoruz.”   KADIN EKONOMİSİ   Kongra Star öncülüğünde 2015’te örgütlenen kadın ekonomisi, her geçen gün gelişerek güçlendi. 2024 yılındaki verilere göre, Dêrik, Tirbêspiyê, Girke Legê, Amûdê, Qamişlo, Hesekê, Dirbêsiyê, Şedadê, Til Temir, Kobanê, Şehba Tebqa ve Reqa’da tarım kooperatifinde yaklaşık 63 bin hektarlık arazide 500 kadın, aileleriyle beraber çalışıyor. Fırın, restoran, terzihane ve mağaza gibi farklı kooperatif projelerinde ise 131 kadın yer alıyor. 51 Tarım kooperatifi, 2 konserve kooperatifi, 25 dükkan ve fırın kooperatifi olmak üzere 78 kooperatifte 631’i aşkın kadın yer alıyor.   Kadınların bu alanındaki rolüne ve Özerk Yönetim’in bu konudaki politikalarına dair bilgi veren Sabri, “Kadınlar için özgün bir kadın ekonomisi örgütlenmiştir. Bütün kantonlarda Kadın Ekonomi Meclisi oluşturulmuş durumda. Kadınlar kendi proje, plan ve politikalarını belirliyor. Özerk Yönetim’in Toplumsal Sözleşmesi, kadın özgürlüğü ilkesiyle doğrudan bağlantılı. Kadın ekonomisi, kendi örgütlülüğünü sağlama ve tam yetkiyle çalışma hakkına sahip” ifadelerini kullandı.    EKOLOJİK SİSTEM PERSPEKTİFİ   Özerk Yönetim’in kapitalist ekonomi modelini reddettiğini söyleyen Sabri, sistemlerinin farlılıklarına değinerek, “Bizler toplumsal ekonomiyi savunuyoruz. Bu model, toplumun kendi ekonomik kaynaklarını, ekolojik ilkelerle uyumlu bir şekilde örgütlemesini esas alıyor. İnsanların demokratik ilkeler etrafında birleşip kooperatifler üzerinden aktif olmalarını istiyoruz. Bu modeli yaygınlaştırmayı ve insanların yaşam koşullarını iyileştirmek için gerekli zemini yaratmayı hedefliyoruz. Çalışmalarımız, herkesin ortak emeğiyle oluşturulmuş bir model çerçevesinde yürütülüyor. Ambargo, saldırılar ve ekonomik zorluklara rağmen toplumsal ekonomi modelini geliştirmek için çabalarımızı sürdüreceğiz” dedi.    YARIN: Çocuklar da hakları da yasal güvencede